30 Ocak 2022 Pazar

BORGES

 



  Jay Parini, "bir tür romanımsı anı" dediği kitabı Borges ve Ben - Bir Karşılaşma'da bizi elli yıl geriye, 22 yaşında bir üniversite öğrencisi olduğu günlere götürüyor.
  Şair olmaya çabalayan bu genç Amerikalı, Amerika'nın Vietnam Savaşı'na katılmak istemediği için ülkesinden kaçıp İskoçya'ya geliyor ve lisansüstü eğitimine orada devam ediyor. Şiirle ilgili ama dünya edebiyatından pek haberi yok. Amerika'dan uzaklaşmak istemesinin bir diğer nedeni de annesinin boğucu ilgisi ve sevgisi. 
  Özgürlüğü tattığı İskoçya'da şair Alastair Reid ile tanışıyor ve arkadaş oluyor. Gerçi Reid ondan yaşça epey büyük ama ikisi arasında bir yakınlık doğuyor. Reid'in kitaptaki rolü hem Borges'in şiirlerinin İngilizce çevirmeni hem de genç şair adayı Parini'yi Borges'le tanıştıran kişi olması.  
  Borges diye birinin geleceği haberinden hiç etkilenmez Parini; çünkü o adı ilk kez duymaktadır. Alastair'in evine gelen Borges orada birkaç gün kalacaktır. 
  Genç Parini ilk bakışta hiç beğenmez Borges'i, hiç önemsemez, özensiz kıyafeti, patavatsız konuşmaları, yemek yeme tarzı rahatsız eder onu. Karşısındaki kişinin edebiyatta çığır açan, benzersiz, usta, engin bilgi sahibi, ünlü bir yazar olduğundan haberi yoktur.
  Alastair Reid, birkaç günlüğüne Londra'ya gitmek zorunda kalınca gözleri görmeyen, yalnız kalamayacak durumda olan Borges'i genç Parini'ye emanet eder ve asıl serüven de o zaman başlar.
  Çünkü daha Alastair kapıdan çıkar çıkmaz Borges, Parini'ye bir İskoçya turuna çıkmak istediğini söyler ve adeta buna zorlar delikanlıyı.
 Borges'in isteğini kabul eden Parini'nin başına geleceklerden haberi yoktur tabii. Ayrıca bu geveze, "kendine takıntılı" yaşlı adamın, onu âşık olduğu kızdan ve tez çalışmalarından uzaklaştırmasını istememektedir. Onunla tanışmasını, birlikte yolculuk etmelerini bir ayrıcalıktan ziyade bir rahatsızlık olarak görür. 
 Aslında edebiyatta, şiirde kendisine yol gösterecek birine ihtiyacı olan toy bir şair, 20. yüzyılın en heybetli yazarlarından biriyle baş başa olduğundan habersizdir. 
  Parini'nin külüstür arabasıyla Highlands'teki yolculukları, Borges'in benzersiz dünyasında bir tura dönüşür.
  Yol boyunca Borges sürekli konuşur, sözleri ve anlattıkları zihninde barındırdıklarının bir yansımasıdır.
  (...)
  Gezi sırasında Borges, genç Parini'yi adeta eğitir, onun bilmediği yazarlardan, okumadığı kitaplardan örnekler verir, ne de olsa yazarlığı yanında çok deneyimli bir kütüphanecidir de.   
 Parini onun anlattıklarının hepsini tam olarak anlamasa da en azından anlatılanlar onu düşünmeye yöneltir. Borges'in anlattıklarının, edebiyat, şiir, felsefe, dil, aşk, hayat, benlik konusundaki fikirlerinin kendisi için ufuk açıcı öğretiler olacağının henüz farkında değildir.
 Borges kendi kişisel dünyasını bile açar Parini'ye, ikisi arasında hem özel hayatlarına hem hissettiklerine ve yazdıklarına dair benzerlikler bulup adeta eğlenerek paylaşır bunları onunla. Aşklarını bile anlatır.
  Borges bu yolculuktan inanılmaz zevk alır, en döküntü oteller, en engebeli yollar, en kalitesiz yemekler umurunda bile olmaz. Yaşadıkları her şeyi, bulundukları koşulları eğlenceli tarafından ele alır.
  Parini'nin bakımsız arabasına Rocinante der örneğin, Don Quixote'nin atının adını vererek bu romanı hiç okumamış olan Parini'ye de Don Quixote'nin kader arkadaşı Sancho adını takar; sürekli alıntılar yaptığı Cervantes'ten ne kadar etkilendiği belli.
  (...) 
  Anlatılanların yaşandığı günlerde 71 yaşında olan Borges ya da adını eksiksiz söylersek "Jorge Francisco Isidoro Luis Borges", yaklaşık 55 yaşına kadar görme yetisine sahiptir; ancak kalıtımsal bir hastalık sonucu o yaşta kör olur; sadece belli belirsiz bir ışık görür.
 Borges körlüğü kader olarak kabullenir, belleği ona yetmektedir. Yolculuk yapmaktan, etkinliklere katılmaktan, yazmaktan asla vazgeçmez. (İLKNUR ÖZDEMİR - Cumhuriyet Kitap)



"Cennetin her zaman bir kütüphaneye benzediğini hayal etmişimdir."


J. LUIS BORGES





Merhaba!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder