1 Kasım 2020 Pazar

BAHAR YİNE GELECEK

 



   Sanki her şey bitecek, bir daha hiç başlamaz diye düşünürken araya giren umut, güneşli güzel günlerden: Pastırma yazı. Hem ne kalmıştır üstelik; aralık, ocak, şubat sadece; sabret, bahar yakın. Hayat döngüdür... Dönüp yerine gelecek yine kızaran güneşin kayısı rengi. Leylekler gitti; gamlanma, dönecekler. Çocuklar büyüyecek. Kadınlar güzelleştikçe güzel, erkekler her zamankinden güleç... (ONUR CAYMAZ - Aydınlık)



  Yaz sonu geldi yine.

  Dört mevsimde neler olup biter, düşünsenize.

  Hayat kendini tekrar ederken, biz hayatta kalanlar biraz daha yıpranırken, dünya hep yeniden başlar.

 Mesela bizim buralarda, Ayvalık'ta, toprak kısmen donar. Daha yukarılara çıkarsan kar da yağar. Toprak uykusundayken bahar yağmuru bir başka düşer üzerine. Haber verir ben geldim diye. Yağmur yumuşatır, güneş ısıtır toprağı, uyku biter ve uyanır uykuda olan ne varsa. Kökler salınır derinlere. Yüzeye çıtır çıtır genç bir yeşillik yayılır, arada papatyası, gelinciği gülüşür. Su yürür ağacın dallarına, çiçeğin yaprağına. Dallar bir sevgilinin kolları gibi güçlenir. Arılar sevgililer arasında bir meşk yolculuğuna çıkar, birinden diğerine taşır aşk sözcüklerini. Meyveye döner ağacın çiçekleri. Olgunlaşanlar kendiliğinden dökülür. Çifter çifter uçar kırlangıçlar. Salyangozlar gül dalına meyilli, sincaplar cevize sevdalı yürür.

  Sonra eski evlerde sobalar sökülür. (İCLAL AYDIN - Kalbimin Can Mayası)  


  


   Güneş, kış boyu soğuktan ışığı çekilmeye yüz tutmuş titrek dudaklarını sınıfımızın camına dayadığında, dünyanın doğusunda bir yerlerden büyük bir kervan çıkardı yola. Aralarında her türden bitkinin, meyvenin, rüzgârın, yağmurun, tırtılın, kelebeğin, kuşun, sineğin kısacası büyüklü küçüklü her cinsten hayvanın da bulunduğu ucu bucağı görünmeyen bu kervanın başında, elinde kavalı, ince uzun, filiz gibi tazecik ve yeşil bakışlı bir oğlan yürürdü. Eteklerine sürünerek geçtiği dağlarda uyuyakalmış kar tepelerinin donuk iskeletlerini çatırdatarak koca dağı yeniden hayata buyur eden ezgiler salardı ortalığa. Bu ezgilerle toprak ısınır, su kaynaşır, rüzgâr hızını keserdi. Biz bahar derdik ona! (AYŞE DÜNDAR - Gökbilimcinin Salyangozu)




Merhaba!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder