14 Kasım 2020 Cumartesi

ÇİZGİDEKİ KARANFİL

 

KARANFİL

Yârin dudağından getirilmiş

Bir katre âlevdir bu karanfil,

Rûhum acısından bunu bildi!


Düştükçe, vurulmuş gibi, yer yer

Kızgın kokusundan kelebekler,

Gönlüm ona pervâne kesildi...

AHMET HAŞİM


***


   (...) Savaşın yarattığı kıtlık sonucu bir ekmeğe muhtaç olduğu günler de oldu. Herkes gibi memleketi için kaygılandı, kendisi için kaygılandı. Varşova'da ölen binlerce insan için de çarptı Orhan'ın kalbi. Hitler'in ırkçılığına hep karşı çıkmıştı; artık şiirleriyle de tepkisini ortaya koyuyordu.


                                                                                   ORHAN VELİ

   Savaşın başladığı günlerde yazdığı bir başka şiir de yine savaş karşıtı bir duruş sergiliyordu. Bir yandan da söz sanatlarıyla örülü, kendini bireyin iç dünyasına hapsetmiş, beğenilerine olduğu kadar toplumun sorunlarına da uzak kalan Haşim'in, "Karanfil" şiirine nazire yapıyordu, şiirine aynı başlığı koymuştu ama bambaşka şeyler anlatıyordu: 

Hakkınız var, güzel değildir ihtimal

Mübalağa sanatı kadar 

Varşova'da ölmesi on bin kişinin

Ve benzememesi

Bir motörlü kıtanın bir karanfile,

"Yârin dudağından getirilmiş."

   Şiirleriyle savaşa kayıtsız kalmadı Orhan; şiirini hiçbir zaman toplumsal olayların dışında tutmamış, anlattığı bireyi toplum içinde yaşayan, ondan etkilenen haliyle gözler önüne sermişti. Bunu da "Toplumcu şiir yazıyorum" havalarına girmeden, göze sokmadan, inceden inceye yapmıştı. (ADEM KOCAMAZ - Veli'nin Oğlu Orhan)


***


   "Ben Orhan'ı Yaprak'ı çıkarırken tanıdım. Yaprak'tan hiçbir şahsi istifadesi yoktu. Gazeteyi on beş günde bir bastırmak için yüzlerce lirayı bir araya getirdiği günlerde yamalı pantolonla dolaştığını bilirim. Yaprak'ı şöhret kazanmak için de çıkarmıyordu, onun şöhreti Yaprak okuyucularını çoktan aşmıştı. Orhan Veli, Yaprak'ı doğru bildiği düşünceleri savunmak için çıkarıyordu. Orhan, bir ödevi yerine getirdiğinde, memlekete hizmet ettiğine inanıyor, Yaprak'ın mutlaka yayınlarına devam etmesini istiyordu. Çünkü O, sanatkârın sorumluluğunun ne demek olduğunu anlamış, göklerden yere inmiş, kendini halk hizmetine vermiş bir şairdir." (MAHMUT DİKERDEM)


***


Adı, soyadı

Açılır parantez

Doğduğu yıl, çizgi, öldüğü yıl, bitti

Kapanır parantez.


O şimdi kitaplarda bir isim, bir soyadı

Bir parantez içinde doğum, ölüm yılları.


Ya sayfa altında, ya da az ilerde

Eserleri, ne zaman basıldıkları

Kısa, uzun bir liste.

Kitap adları

Can çekişen kuşlar gibi elinizde.


Parantezin içindeki çizgi

Ne varsa orda

Ümidi, korkusu, gözyaşı, sevinci

Ne varsa orda.


                                                                             BEHÇET NECATİGİL




Merhaba!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder