22 Mart 2020 Pazar

İNSANLIĞIN SOL YANI




   Almanya, İkinci Dünya Savaşı'nın ardından enkaz halindeydi. Örneğin Münih'te savaş öncesi yaşayan 900 bin kişiden sadece 300 bini kalmıştı. Şehirler bombalanmış, binalar yerle bir olmuştu. İnsanlar apartman dairelerinde 4-5 aile bir arada yaşıyor ve zillerin üzerinde "Braun ailesi için 1 kez, Schmidt ailesi için 2 kez basınız" gibi yazılar yazıyordu. Almanlar, her şeyin bitip yeniden başladığı o gün için "Saat Sıfır" (Stunde Null) ifadesini kullanıyorlar. Şimdi bu ifade, tozlu raflardan indirilip korona pandemisi için yeniden kullanılmaya başlandı.
   Yunan mitolojisinde, baba Daedalus'un, Kral Minos'un labirentinden kaçsın diye kanatlar yaptığı İkarus efsanesi vardır. İkarus, uyarılara rağmen kibre kapılıp güneşe yakın uçunca, mumdan yapılan kanatları erir ve Ege Denizi'ne düşer. Sıfır borç politikası ile her sene ihracat ve dış ticaret fazlası rekorları kıran Almanya, elitlerinin mumdan yapılan kanatları eriyince, halkının gözünde İkarus gibi düşerek hayal kırıklığına neden oldu. Şimdi düştüğü yerden kalkıp yıllarca silah satıp göz yumduğu savaş bölgelerinden kaçan mültecilerle, aynı denizde yaşam mücadelesi verecek. (OKTAN ERDİKMEN - Cumhuriyet Gazetesi) 



***



   En son yüz yıl önce görülen türde bir salgınla karşı karşıyayız. O zaman dünya bu kadar kalabalık değildi. Henüz küçülmemişti; bilgi bunca hızla akmıyordu. İnsanlar birbirleriyle bu kadar yoğun, sıkı fıkı ilişki halinde değildi. Aniden patlayan salgın karşısında, kapitalizmin tüm ezberi bozuldu. Her olayı, sorunu yöneteceğini sanan küresel şirketler ve işbirlikçisi siyasal iktidarlar panik yaşıyor. Meğer bir sıkımlık canı varmış kapitalizmin!
   Hani ulus devletlerin sonu gelmişti? Hani AB dünyanın en büyük dayanışma organizasyonuydu? Hepsi çöp oldu. Liberal demokrasiler yerini otoriter düzenlere bırakacak, öyle görünüyor. Pek çok gelişmiş (!) ülkede güvenlikçi politikalar artıyor. Yeni bir faşizm arifesindeyiz. Dünyayı yöneten meczup liderlerin maskesini de düşürdü korona, kapitalizminkini de?  
   Umut mu? Şımarık Avrupa'ya doktor ve malzeme gönderiyor Küba. Sanayisinin 22 ilacı tüm dünya için üretmeye hazır olduğunu söylüyor. Kapitalizm nedir biliyor musunuz: Kanser ilacını simitten ucuza satan Küba'ya, bunu yaptığı için tecrit uygulanmasıdır. (ENVER AYSEVER - Cumhuriyet Gazetesi)




***



    Dünya büyük bir sağlık kriziyle baş başa kaldı: Korona Krizi! 
   İnsanların büyük bir çoğunluğu var olan durumu 'hayatta kalma' sorunu olarak kabul ediyor. Kapitalist ülkelerin yönetimleriyse Korona Krizi'ne 'parasal' açıdan yaklaşıyorlar. Devasa bütçeler ayırdıklarını belirterek vatandaşlarını uyarıyorlar: 
  -Bizi dinleyin, dediklerimizi yapın, evlerinizden çıkmayın, ellerinizi yıkayın, seyahat etmeyin, yakın temastan kaçının, iyi beslenin, güzel uyuyun gibi...
   Oysa kapitalizm üretimi artırarak herkesi zengin edecek, özgürlükler aleminde her 'birey' istediği gibi yaşayacaktı. Herkesin işi olacak, herkes çok çalışacak, çok kazanacaktı. Kapitalizmin dünyayı getirip bıraktığı yeri uzunca bir süredir değerli bilim insanımız Doç. Dr. Fikret Başkaya hem makalelerinde hem de kitaplarında anlatıyor:
   -Kapitalizmin insanlığa vereceği hiçbir şey yok artık!
    Korona salgın hastalığından daha iyi bir örnek olamazdı Fikret Başkaya hocayı doğrulayan...
    Kapitalizm verebileceği en son armağanını korona salgını ile verdi insanlığa!
  Korona öncesi yaşanan -halen de süren- savaş mağdurlarının dramının da müsebbibi kapitalizmdir. Sömüre sömüre dünyanın pek çok ülkesini ve bölgesini yaşanamaz hale getirdi. İnsanlar artık doğdukları topraklarda yaşayamayacaklarına inanıyorlar. 
  Bu noktada insanlığın yüzünü ağartan çıkışlar dünyanın 'sol' yanından geliyor. İşte Yunanistan! Sınırlarına yönlendirilen zavallı insanlara karşı tel örgüler arkasından asker, polis ve ırkçı sağcıları olmadık işkenceler yapıyorlar. Sorulduğunda da 'Ülkemizi savunuyoruz' diyorlar. Atina ve Selanik'te ise Yunanistan'ın sol yanı hem ülkelerinin hem de insanlığın yüzünü ağartıyorlar:
   -Sınırları açın!
  Dünyanın en zor günlerinde sergilenen insani dayanışmanın bir başka güzel örneği Küba'dan geldi. İngiltere bandıralı MS Braemar adlı gemi 682 yolcu ve 381 mürettebatıyla Karayiplerde hiçbir ülkenin limanlarına yanaşmasına izin verilmediğinden ortada kalmıştı. Gemide 5 yolcuda korona virüsü tespit edilmişti. İngiliz gemisi 2020'lerin Struma'sı olarak bir trajediyle karşı karşıya kalmıştı. Küba gemiyi kabul etti. Hasta yolcuları tedavi etmek üzere hastaneye yatırdı. Sağlıklı yolcular İngiltere hükümetinin girişimiyle evlerine dönecekler. 
   Küba Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada şöyle dedi: 
 -Gemiyi kabul etmemizin sebebi insani kaygılardır! 'İnsanlık ve sol' gelecek için en gerçekçi bileşenleri oluşturuyor.
  Kısa sürede yaşanan bu iki 'küçük' dayanışma açık olarak gösteriyor ki dünyanın geleceği olacaksa bunu ancak bedende kalbinin durduğu yer belirleyecek:
  -İnsanlığın sol yanı! 
  (NAZIM ALPMAN - BirGün Gazetesi)   




Merhaba!      

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder