12 Ocak 2020 Pazar

GERÇEK EDEBİYAT




   "Yüreğimizdeki teli titretmeyen, içimizde bir sarsıntı ve titreşim yaratmayan şiirler, 
  romanlar, öyküler ya da oyunlar derinlemesine bir etki bırakmazlar üzerimizde."


EMİN ÖZDEMİR
(Dilin Öte Yakası)



***




CENGİZ GÜNDOĞDU


   Cengiz Gündoğdu, genelde sanatın, özelde de romanın çok yönlü işlevlerini şöyle sıralıyor: "Gerçekliğin bilgisini göstermek, insancıl duyarlılığı geliştirmek, insanı deneyimli kılmak, insanda estetik bilinç oluşturmak ve estetik haz vermek..." Gündoğdu'nun gerçekçi edebiyat mücadelesi insan içindir. Ona göre gerçekçi yapıtlar insana yaşama deneyimi kazandırır, yaşama sanatını öğretir. (GÜLAY YEŞİLİPEK - Cumhuriyet Kitap)



***



"Romanlar sahici hayatlardır, sahteliği kaldırmaz."


NECLA AKDENİZ
(Gök Kuşaksız)



***



   Gerçek; bugün en çok özlediğimiz... Postmodern çağ edebiyatının tüm dünyaya saçtığı yalanlar öylesine derin yaralar bıraktı ki bugün neyin edebiyat olup neyin olmadığını anlamak için sayısız ecinni ile çarpışmak gerekiyor.
   Yazar ajanları ile, endüstriyel yayıncılarla, sahte eleştirmenlerle, imaj-maker'larla ve siyasi manipülasyonlarla yürütülen bu edebiyat devrinde 19. yüzyıl empresyonizmi en çok özlediğimiz. 
   Denebilir ki; "Hayır dostum! Empresyon da neymiş bu çağda? Her şey yeterince görünür değil mi? Bugün anlatımcılığın lüzumu nedir?!" Ben de derim ki o sizin sarih gerçeklik olarak gördüğünüz illüzyonları ve yapıntı edebiyatı ve hatta sanatı ben kabullenemiyorum çünkü her şeyiyle sahte, ticari ve suiniyetli olduğunu biliyorum; bana lütfen eski güzelliklerimi geri getirin, ölüsüne bile razıyım; çünkü ben yazar olmaya onlarla karar verdim, onlar çekti beni elimden bu büyülü deryaya; Taşralı Bir Büyük Adam Paris'te, İki Şair, Bir Yaratıcının Çektikleri, yani Balzac'ın Sönmüş Hayalleri ruhumda ilk iz bırakanlardı. Sonrası; Flaubert, Zola, Hugo, Maupassant ve ötekiler...
   Şimdi onlar nerede; biz neredeyiz? Bankalardan çıkan dev bütçeli reklam kampanyalarının hormonlu edebiyatına hücum eden yüz binlik güruhlar nerede, ben neredeyim?! Aşka köpeklik, memleket sevgisine gerilik, nezakete budalalık diyen yeni çağ yazarları best-seller basamaklarının zirvelerine tırmanadursun; bugünlerde çıkan ve hakkında tek kelime edilmeyen "Parisli Bir Burjuvanın Pazar Gezintileri" kitabında Guy de Maupassant, kahramanı Monsieur Patissot'a şunu dedirtiyor: "Fransız nezaketi bir vatanperverlik biçimidir." 


HİKMET TEMEL AKARSU
(Cumhuriyet Kitap)



***



   "Dünyamız neredeyse tümüyle tüketim üzerine kurulmuştur. Anamalcılık hepimizi gereksiz olanın gerekliliğine bizi inandırmayı başarmıştır. Bununla birlikte gerçek bir okur hiçbir zaman iyi bir tüketici olamaz. Okur, ardı ardına kendisine sunulan salaklıklar karşısında, nice saf olursa olsun, düşünür, ölçer ki bu da tüketim için yıkıcıdır. O yüzden ekonomik güçler düşünmemizi hiç istemezler."


ALBERTO MANGUEL








Merhaba!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder