4 Ekim 2020 Pazar

SANATIN (SANATÇININ) İŞLEVİ VE ÖNEMİ

 



   Uygarlık tarihinin çetelesi, milyon yıl önceki zamanı görece ağır işletirken son evrede bir o kadar hızlanmış izlenimi veriyor. Sözgelimi ortaçağ kışından çıktık diye avunurken beş yüz yıl bile geçmeden teknolojik gelişmişliğe sahip bir ortaçağ karanlığına savrulmanın ortasında bulmadık mı kendimizi? Faşizmin yıkılışına sevinemeden, yeni faşizm olgusuyla burun buruna gelmedik mi?

   Hadi bakalım, sanat ne yapacak, edebiyat ne söyleyecek şimdi?

  Sanatın, edebiyatın yaratıcılığı, "kurma" gücünden kaynaklanıyor. Öyleyse asıl şimdi gereksinim var edebiyata. Öyle ya yazınsal nitelikten ödün vermeden yaşanan gerçekliği kitleye algılatıp yorumlatmak, ortak payda kılmak önemli. İrin gibi yayılan, bütün güzelliklerin üzerin örtüp ölüm kusan kötülüklere karşı kişinin duyarlığını geliştirmekte edebiyatın işlevi göz ardı edilebilir mi? (M. SADIK ASLANKARA - Cumhuriyet Kitap)



***


   Sanat düşünmeyi, eleştirmeyi, yorumlamayı, değerlendirmeyi öğretir insana... Bu değerler hiyerarşisi içinde insan yalnız kendi kişiliğini değil, içinde yaşadığı toplumun da düzeyini geliştirirken bütün bunların bir yaşam biçimine dönüştüreceğini bilir. Bugün yaşadığımız beğeni yozlaşması, çarpık yapılanmalar, demokrasinin yerleşememesinde ve cehaletin yüceltilmesinde sanat eğitiminin eksikliğini görüyoruz. (ZEYNEP ORAL - Cumhuriyet Gazetesi)



***



   Tiyatromuzun mimarı Muhsin Ertuğrul ustamızın dediği gibi, kısaca, ""fırın açmayan ülkede insanlar aç kalır, ölür ama tiyatro açmayan ülkede insanlar ruhen aç kalır, birbirini öldürür." Bu nedenle, şiddete eğilimli bir yüzyıldan geçtiğimiz gerçeğini baz alırsak, bunun ne kadar doğru olduğu da ortaya çıkmaktadır. Bir süre sonra insanoğlunun anlamsız bir yokediciye dönüşmesi tehlikesine karşılık yine Muhsin Ertuğrul, insanoğlunu, "hoyratlıktan kurtarıp insanlık düzeyine" çıkarmanın da yolunun tiyatrodan geçtiğini belirtmiştir.

  Ekonomisini düzeltmek isteyen toplumlar, sanatın kalıcılığını bildikleri için sanata, tiyatroya verdikleri değerle yücelmişlerdir. Klasikleşen yapıtlar, adı yüzyıllardır yaşayan yazarlar, efsane oyuncular bunun kanıtıdır.

   Tam tersine yönelen toplumların arkada bırakacağı bir şeyleri yoktur. Sanat toplumlara bir armağan dır. Sanatın yaratıcı gücü dünyaya renk ve anlam katar. Durup düşünecekleri, konuşup paylaşacakları, eleştirip düzeltecekleri bir dünya yaratır onlara... Tanış olma fırsatı verir. " İnsanın olduğu yerde yine insanı kurtaracak olanın insan olduğu" bilincine vardırır. Bu nedenle Peter Brook'un dediği gibi "tiyatro saniyelerle gelişen bir devrimdir." Yaşamın kırılma noktalarını ilham alarak, eskimeden yoluna devam eder... Bizler bugün insanların farkındalığa sahip olması ve empati kurması gereken bir çağdayız.

  Bilgi bir hazinedir ama makineleşen dünyada bilgi teknolojiye kazandırdığı ivme ile insanı geri plana itmektedir. İnsanlığın kurtuluşu bu nedenle onlara sanat yoluyla ekip olmayı, yaptığına inanmayı, becerisinin sınırlarını, unuttuğu değerleri, belleksiz toplumlara hafızasını yeniden yoklamayı, özgün olmanın önemini, hepsinden daha fazla da şişmiş egolarımızdan kurtulup başka insanlarla bu dünyayı paylaştığımız gerçeğini öğretir.   

   Aksi takdirde makineler, robotlar dünyayı ele geçirirken, biz hâlâ ilkel olanla uğraşıp, dünyayı dinin, ekonominin ya da rant peşinde koşan kapitalist sermayenin veyahut da başa geçen iktidarların kurtaracağı sanrısı içinde seyirci iken bu güçler, medya aktörleri yoluyla hikâyemize son noktayı koyarlarken, bizler sadece seyirci olarak kalırız. Şunu bilmeliyiz ki, başka bir dünya yok. Bu yüzden, inadına tiyatro yapan, sanat yoluyla tüm olumsuzluklara direnen başarılı sanatçılarımız sayesinde dünyamızın güzelleşmekte olduğunu bizler biliyoruz ve bildirmek istiyoruz. (Dünya Tiyatrolar Günü 2019 Ulusal Bildirisi)




  MUHSİN ERTUĞRUL & NÂZIM HİKMET



"İnsanların mutluluğu ve dünyada güzel bir yaşam için mücadeleye giren ilerici sanatçılar, hiçbir baskı ve tehdidin, hiçbir ölümün, hiçbir yalanın; tarihin akışını, iyiye, güzele, haklıya ve mutluluğa yönelişini durduramayacağını bilirler." (NÂZIM HİKMET)  





Merhaba!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder