19 Mayıs 2016 Perşembe

TAM BAĞIMSIZLIK




"Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde, fazla şeyler yapabilmektir."

DENİZ GEZMİŞ
(İdam edilmeden önceki son mektubundan)








   Mazhar Müfit Kansu'nun günlüğünden:

   Hele, Hikmet ismindeki askeri tıbbiye talebesi ve Sivas Kongresinde askeri tıp talebesi delegesi olan bir genç, İstanbul efendi ve paşalarına vatanseverlikte, memleketçilikte, milliyetçilikte rehber ve örnek olacak ölçüde doğru düşüncenin, milli inan, heyecan ve imanın sahibi bulunuyordu. Bu genç de Paşa'nın odasındaydı. Sanki birden bire ateş ve heyecan kesilmiş olarak, yüksek sesle;
   "Paşam, murahhası bulunduğum tıbbiyeliler beni buraya istiklâl davamızı başarmak yolundaki mesaiye katılmak üzere gönderdiler. Mandayı kabul edemem. Eğer kabul edecek olanlar varsa, bunlar her kim olursa olsun şiddetle red ve takbih ederiz. Farzı mahal, manda fikrini siz kabul ederseniz sizi de reddeder, Mustafa Kemal'i 'vatan kurtarıcısı' değil, 'vatan batırıcısı' olarak adlandırır ve tel'in ederiz" diye bağırdı.
   Bu gencin yürekten kopup gelen bu sözleri karşısında hazırunun bir çoğunun gözler yaşarmıştı. Mustafa Kemal Paşa da müteheyyiç olmuştu. Heyecanlı bir sesle; "Arkadaşlar gençliğe bakın, Türk milli bünyesindeki asil kanın ifadesine dikkat edin" dedi. Sonra Hikmet Bey'e dönerek; "Evlat, müsterih ol. Gençlikle iftihar ediyorum ve gençliğe güveniyorum. Biz, ekalliyette (azınlıkta) kalsak dahi, mandayı kabul etmeyeceğiz. Parolamız tektir ve değişmez: Ya istiklâl ya ölüm!"


(Tıbbiyeli Hikmet, 1934 Soyadı Kanunu'ndan sonra 'Boran' soyadını aldı. 26 Mayıs 2012 günü 
kaybettiğimiz ünlü TRT sunucusu Orhan Boran'ın babasıdır.) 




"Bu biricik adamın benzerinin bir daha dünyaya geleceğini zannetmiyoruz.
Onun hakiki büyüklüğünü zaman gösterecektir."

(Deutsche Allgemeine Zeitung)








Merhaba!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder