17 Nisan 2020 Cuma

"NEDEN" - 2




   

FAKİR BAYKURT


   Köy Enstitüleri  kırsal kesim için, sadece öğretmen yetiştirmedi. Aynı zamanda, üreten, araştıran, kurulu ve sömürü düzenini sürdürmek isteyen sermayeye, büyük toprak ağası ve tefeci-bezirganlara karşı savaşım veren; halkı bilinçlendiren bir "eylem insanı" yetiştirdi.
   Enstitü mezunu öğretmenlerin görevi, bulundukları köylerde öğrencileri yetiştirmekle sınırlı değildi. Yürekleri insan ve vatan sevgisiyle çarpan bu inançlı öğretmenler umutsuzluğa ve yoksulluğa karşı tek başına savaş verdikleri gibi; genç kuşakların da daha iyi bir dünyanın kurulmasına yardım etmeleri için, onlara inanç ve cesaret vermeye çalıştı.



MEHMET BAŞARAN & MAHMUT MAKAL & TALİP APAYDIN


   Çok yönlü yetişmiş, halkın her türlü sorunlarıyla yakından ilgilenen ve çözüm yolları üreten, aydın, yurtsever, devrimci ve sosyalist bir "önder" yetiştirdi. Dünyada hiçbir ülkede öğretmen yetiştiren kurumlar, Türkiye'de enstitülerde olduğu gibi, çok yönlü bir "önder" yetiştirmedi.
   Enstitülerdeki eğitim anlayışını, sosyalist ülkelerde uygulanan eğitim anlayışından ayıran tek özellik, sadece öğrencilerine ders veren öğretmen değil; kırsal kesimin ve toplumsal yapının her türlü gereksinmelerine yanıt verecek çok yönlü bir "önder" yetiştirmesidir. Böyle bir öğretmen yetiştirme sistemi, dünyanın hiçbir ülkesinde ne önce ne de şimdi yaşama geçirilmedi. (Prof. Dr. ALİ ARAYICI - BirGün Gazetesi)



***



   1951 yılı sona ererken yıkım tamamlanmış sayılırdı. 1951/52 öğretim yılında ilkokuldan sonra öğrenimlerini sürdürmek isteyen birçok köylü çocuğu düş kırıklığına uğradı. Köy enstitülerinin kurulduğu yıllarda yönetici ve öğretmenler öğrenci bulabilmek için köy köy dolaşıp ana babaların çocuklarını yollamaları için çabalar, neredeyse onlara yalvarırdı. Müdürler alabildikleri öğrenci sayısıyla övünürlerdi. Şimdi tersine dönmüştü, enstitülere başvuran çocuklar geri çevriliyordu. Köylü, çocuğunu okutmak, tüm kara çalmalara karşın köy enstitülerine vermek istiyordu.
   Köktendinciler bu eğilimi değerlendirerek, tüm o köylü çocuklarını açacakları imam hatip okullarında kendi amaçlarına göre eğiteceklerdi. Sonuçta düzeltme, reform, ıslahat gibi savlarla köy çocuklarının öğrenim olanaklarını sınırlamış, asıl amaçlarını gerçekleştirmişlerdi. 


ÖNER YAĞCI
(Büyük Oğul Efsanesi)



***



   "Kaldı ki, daha uyanık toplumlarda bile halk, kanlı devrimlerle kazandığı hakları her zaman koruyamamış, devirdiği krallardan beter zorbalara, maceracılara dizginlerini kaptırmıştır. Her yerde halk, durmadan yenilemek zorunda kalmıştır devrimlerini. Öyle olmasa çok çabuk değişirdi dünyamız, insanlık İlk Çağ'dan beri savaştığı nice düşmanlarını sırtında taşımazdı hâlâ."


SABAHATTİN EYÜBOĞLU
(Mavi ve Kara)



***



"Cumhuriyet yaralanınca, en önce çocuklar ve kadınlar kurban oluyor!"

ALİ DEVELİOĞLU
(Aydınlık Gazetesi)










Merhaba!


   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder