9 Şubat 2020 Pazar

AŞAĞIDAKİLER - YUKARIDAKİLER





Resim: HASAN KIRDI



  "Sıra sıra dizilmiş sandallara baktım. Sabah ayazının çiyleri küpeştelerinin üzerinde boncuk boncuk parlıyor, yorgun bir amelenin alın teri gibi ışıldıyordu." (VECDİ ÇIRACIOĞLU - Son Voli)

   Bir gün Coşkun Reis'le sandalda oturmuş, balık pişirip rakılıyorduk. Büyük bir holdingin başındaki biri, tanıyorum da adamı, yanımıza geldi, "Oh, ne güzel hayatınız var, mis gibi yaşıyorsunuz," dedi. Adam bize gıpta ediyor ama ayağında bir eşofman var, parayla alamazsın. Coşkun Reis kafasını kaldırdı, "Evet beyim, açlığa katlanan bey gibi yaşar" dedi. 


VECDİ ÇIRACIOĞLU
(Söyleşi: ALTAY ÖKTEM - www.gazeteduvar.com.tr)



***



    Ekonominin iyi ya da kötü olması görece bir kavramdır.
    Acaba ekonomi herkese göre mi kötü?
    Ne demişler?
    Kiminin parası kiminin duası!..
    Fakirler dua edecekler ki, zenginlerin ekonomisi düzelsin.
  Bazı memleketlere demokrasi yerine inanç yerleştirmek lazımdır. Ki, ekonomiyi yönetenler hiç olmazsa kendi durumlarını düzeltebilsinler.
  Ekonomik durumlarını düzelten zenginler kutsal günlerde fakirlere parasal yardımlar yapabilirler. Bu şekilde itibarlarını da kurtarmış olurlar.
   Tıpkı ilk seferinde bir buz dağına çarparak batan ünlü Titanik gemisi gibi... Gemi batsa bile en üsttekilerin hayatta kalmasını sağlayacak sayıda filika vardır.
   Filikalara yerleşenler gönül rahatlığıyla şöyle diyebilirler:
  -Sakin olun hepimiz aynı gemideyiz!  


NAZIM ALPMAN
(BirGün Gazetesi)



***



  -Yemeğin, ekmeğin hasını yiyoruz. Onlarsa bizden çok daha ağır iş altındalar. Hem yiyoruz, hem de heriflere laf ettirmiyoruz. Bu kadarına hakkımız yok!
   -Onlar amele, dedi ırgatbaşı, "ırgat!"
   -Sen? Ben?
   -Sen ustasın, ben de ırgatbaşı!
   -Sen, ben hatta ağa olmasa da işler yürür amma, onlar olmasa yürümez!
   -İyi. Onlara da lokantadan yemek getirtsin ağa öyleyse...
   -Lokantadan değilse bile, bizim yediğimiz gibi...
  -Söyle ağaya da dediğini yapsın. Çukurova'ya âdet mi getireceksin? İcat mı çıkaracaksın? Bunca yıl böyle gelmiş böyle gidiyor!
   -Böyle gelmiş ama böyle gider mi bilmem...
  Irgatbaşı uzun uzun baktı ustaya. Evet, sözleri doğruydu, çok da harbi adamdı ama, ne lüzum vardı bu kadar harbiciliğe? Her koyun kendi bacağından asılırdı. Irgadı tutmakla, ırgattan yana olmakla başa mı çıkılırdı? Onların keyfine göre köy yapmaya kalksan, bugün etli pilav; etli pilav verirsin, yarın yanına etli fasulya; yağlı ayran, öbür gün de baklava börek isterlerdi.


ORHAN KEMAL
(Bereketli Topraklar Üzerinde)
Fotoğraf: ARA GÜLER



***



   "Bizler çoğu kez insan hakları üzerine konuşuyoruz. Ama aynı zamanda insanların hakları üzerine de konuşmalıyız. Diğerleri lüks otomobillere binebilsin diye neden bazı insanlar çıplak ayaklarıyla yürümek zorunda? Diğerleri 70 yıl yaşasın diye neden bazı insanlar 35 yıl yaşamak zorunda? Diğerleri müthiş derecede zengin olsun diye neden bazıları berbat bir şekilde yoksul olmak zorunda? Ben, bir parça ekmeğe bile sahip olamayan dünya çocuklarının adına konuşuyorum."

   
FİDEL CASTRO








7 Şubat 2020 Gazeteler:  "Çocuklarım aç!" dedi kendini yaktı.









Merhaba!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder