5 Şubat 2017 Pazar

EMEĞİNE SAHİP ÇIK




Eli emekli olanın ağzı yemekli olur.



(Resim: İBRAHİM BALABAN)



   Bugün tüketilen ürünlerin büyük bölümü israf edilmektedir. Kapitalizmin teşvik ettiği gösterişçi tüketim, birçok ürünün tükenmeden çöpe atılmasına yol açmaktadır. Üretimin kapitalistlerin kârını artırmak için değil de insanların ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla yapıldığı bir düzende bugün üretilenden daha az bir üretimle insanların daha iyi bir yaşam sürmesi sağlanabilecektir. Böylece doğanın bize sunduğu kaynaklar da israf edilmemiş olacaktır. (YILDIRIM KOÇ - Aydınlık Gazetesi)







   Zengin daha da zenginleşirken fakir daha da fakirleşerek yaşamaya devam ediyor. İngiliz yardım kuruluşu Oxfam' ın 2016 raporuna göre dünyanın en zengin yüzde 1' lik kesiminin serveti, geri kalan yüzde 99' luk kesimin servetinin toplamına eşit...  Dünyanın en yoksul yüzde 50' sinin nüfusu 2010 ile 2015 yılları arasında 400 milyon artmasına rağmen serveti yüzde 41 oranında azaldı. Dünyanın en zengin 62 kişisinin serveti ise 500 milyar dolardan 176 trilyon dolara yükseldi. Bunun ne anlama geldiğinin özeti ise şu: Dünyada gelir dağılımı eşitsiz ve hiç de adil şekilde dağılmıyor. Yüzde 1' lik o kesim için, devasa servetleri edinmiş o insanlar için çalışıyor, üretiyor, yaşıyor gibiyiz. Sanki onlar servetlerine servet katsın diye bir ömrü dünyanın geri kalanı tüketiyor gibiyiz. (SELİN AVAZYAN - Aydınlık Kitap)












   Ekonomik bağımlılık politik bağımlılığı doğurur. Bir çok endüstri kolları, madenler, ticaret ve kimi zaman tarım işletmeleri yabancıların ve yabancı şirketlerin ellerine düşer. Yabancılar kendi çıkarları açısından yönetirler bu işletmeleri ve her yıl büyük kârlar götürürler kendi ülkelerine. Endüstrinin güçsüzlüğü az gelişmiş toplumun dışarıya işlenmemiş mal gönderen ve dışarıdan işlenmiş mal ve makine alan bir ülke durumuna sokar. Kendi gereksinmesini kendi karşılayamayan toplumda üretim tüketimi bir türlü yakalayamaz. Ticaret ve ödeme dengelerindeki açıklar artar. Bu açıklar gelişmiş ülkelerin yardımıyla kapatılmaya çalışılır. Oysa gelişmiş toplum yardım adı altında gelişmemiş toplumu sömürmeye bakar. Bir kısır döngüdür bu, içinden kolay çıkılmaz.



OKTAY RİFAT
(Bir Kadının Penceresinden)








Bu demir Divriği Dağları'ndan
Ben söktüm ulan ben söktüm
Bu namlu Divriği demirinden
Ben döktüm ulan ben döktüm


HASAN HÜSEYİN KORKMAZGİL











Merhaba!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder