24 Mayıs 2015 Pazar

GÖÇMENLER VE KIYAMET GÜNÜ




   

(19-20 Nisan 2015)



   Fransız televizyonlarının değişmez haber akışıdır...

   Önce, spiker üzgün bir ses tonu ile "Libya'dan, İtalya'ya ulaşmak üzere yola çıkan kaçak göçmenleri taşıyan teknenin batması sonucu 300 kişi Akdeniz'in karanlık sularında hayatını kaybetti" haberini verir.
   Genellikle bu haberlerde, ölü ve yaralıların tam sayısı verilmez. Çünkü bir fazla ya da bir eksik, ölen göçmenlerin fazla da bir değeri yoktur.
   Hemen arkasından gelen haberde ise, Fransa'da göçmenlerin işlediği suç oranlarındaki artışa yönelik detaylı istatistikler uzun süre ekranda kalır...
   2011 senesinden önce kaçak göç için Libya sahillerinin kullanılması  veya Libya vatandaşlarının Avrupa'ya kaçak yollardan göç haberlerine konu olmaları nadirdir.
   Avrupa ülkelerinde Libyalı göçmenlere rastlamak imkansız gibiydi.
   2011'de ne değişti de Libyalılar birden Avrupa yollarında ölür hale geldiler?
   Hatırlamak gerekirse;
   2011'in Mart ayında, Fransa öncülüğünde Batı ülkeleri, 300 seneden bu yana yaptıkları gibi "medeniyet ve insan hakları" bahaneleri ile Albay Kaddafi yönetimindeki Libya'nın şehirlerini bombalamaya başladı...
   Fransa'nın katılmadığı 2003 Irak savaşında yaklaşık 500 bin Fransız Paris sokaklarında "savaş karşıtı" gösteriye katılmıştı. Ülkemiz televizyonları dahil olmak üzere dünyada Fransız halkının  "uygarlığı" üzerine pek çok yorum yapılmıştı.
   Aynı Fransız halkı, 2011 yılında Fransa'nın da dahil olduğu Libya müdahalesinde maalesef evinde kalmayı tercih etti...
   3 gün önce Akdeniz'de yine bir tekne battı. 
   İçinde çocukların da bulunduğu 700 can taşıyordu.
   Ülkelerinde terör estiren Batı destekli grupların zulmünden, daha iyi bir hayat özlemi ile yine Batı ülkelerine kaçmak zorunda bırakılmışlardı.
   Tekne battı.
   Spiker üzgün bir ses tonu ile "700 Afrikalı göçmen hayatını kaybetti" haberini verdi.
   Şimdi reklamlar...
   (SİNAN GÜZALTAN - Aydınlık Gazetesi)







(20 Mayıs 2015)


   Güneydoğu Asya ülkelerine gitmeye çalışan göçmenlerin yüzde 60'a yakınını Myanmar'daki insan hakları ihlalleri ve şiddetten kaçan "vatansız" Rohingyalar oluşturuyor. Güneydoğu Asya'da 4 bin Rohingya ve Bangladeşli göçmen, en az 40 gündür açık denizde bulunuyor. Teknelerde, Ekim 2014- Mart 2015 tarihleri arasında açlık, susuzluk ve dayak nedeniyle ölenlerin sayısının bine ulaştığı tahmin ediliyor. Myanmar'da 1982'de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden Rohingyalar "vatansız" sayılıyor. Birleşmiş Milletler'in "eziyet gören dini azınlık" olarak tanımladığı Rohingyalar, ülkenin batısındaki Arakan eyaletinde derme çatma kamplarda yaşıyor. Bangladeş'teki mülteci kamplarında da yaklaşık 29 bin Arakanlı Müslüman bulunuyor. Birleşmiş Milletler tarafından dünyanın en korumasız azınlık grubu olarak kabul edilen Rohingyalar, şimdi de bölge ülkeleri tarafından istenmiyor.





Kıyamet Günü
(MİCHELANGELO)



   "Kıyamet Günü" resmine başından beri karşı çıkan ve tablodaki imgelerin fazlaca müstehcen göründüğünü belirterek  tabloyu biraz daha "düzgün" hale getirmesini isteyen Papa IV. Paulus'a Michelangelo'nun verdiği  yanıt:
  "Papa'ya söyleyin, bu küçük bir mesele ve kolaylıkla uygun hale getirilebilir. Önce kendisi yaşadığımız bu dünyayı uygun ve yaşanılır bir hale getirsin, sonra bu tablo da aynı uygunluğa girecektir."



   Rüzgar ile onur arkadaş olmuşlar. Rüzgar atıp tutuyor, "buradan bir eserim Amerika'yı birbirine katarım ve dönüp gelirim. Buradan bir eserim, Asya'yı karıştırırım döner gelirim." Onur, rüzgara bakıp, "ben bir gidersem bir daha gelmem" diyor.






Merhaba!


   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder