22 Ağustos 2021 Pazar

YAŞAMA SANATI

 

"Dışarıda yağmur yağıyor. Çok yağıyor. Çay koydum. Oturdum, izliyorum.

Bunun dünyanın en güzel, en eşsiz, en değerli tablosu olduğuna yemin edebilirim."


ŞERMİN YAŞAR

(Deli Tarla)


***


"Alelacele koşup yaşama sığınmıyorsa insan, yaşamdan zevk alabilir mi?"


 

***


Ufak şeylerden zevk alabilmek,

lüks yerine zarafet aramak,

saygı istemek yerine değerli olmak,

zengin olmak yerine kimseye muhtaç olmamak,

sıkı çalışmak, sessizce düşünmek ve dürüst konuşmak,

yıldızları, kuşları, kelebekleri ve bilgeleri açık kalple dinlemek.

İşte benim hayat senfonim.

WILLIAM ELLERY CHANNING


***


  İranlı vezir Abdul Kasım İsmail'in öyküsünün gerçek olduğuna inanmışımdır hep. Onun sayısı yüz bini bulan kitaplarına sevgisi hiç de anlaşılmaz gelmez bana. Bunlardan ayrı kalmama tutkusunu ise anladığımı söyleyebilirim! Nereye giderse onları da yanında götürmesi şaşırtıcı gelebilir belki! Ama hiç de ol(a)mayacak şey değil!

   Dört yüz devesine taşıtırmış kitaplarını. Develer yüklendikleri kitapları alfabetik sıraya göre taşırlarmış... Bu düzen ve kitap düşkünü vezirin öyküsünü öğreneli beri kendimi de hep sorgulayadururum. Kitaplarımın, defterlerimin, kalemlerimin ve masalarımın tutkunu olarak zaman zaman bir tutsak mıyım yoksa demeye başladım.

   Belki şu öyküyü de bilirsiniz: İranlı şair ve yazar Feridüddin-i Attar'ın ilk işi aktarlıktır. Bir gün dükkânına bir derviş gelir; onun dükkân raflarındaki düzeni, şişeleri, kutuları gözden geçirerek şunları söyler: "Ne mutlu bana, böyle bağlandığım, bu dünyadan göçüp giderken bırakmaya kıyamadığım şeylerim yok." Ve çeker gider derviş. Attar düşünedurur. Ertesi gün dükkânını kapatır, her şeyi satar, ailesine bırakır hacca gider; sonrasında da kendini gezgin kılar. İsfahan'a döndüğünde ise tüm zamanını okuma ve yazmaya verir.

   Doğrusu bu öyküyü öğrendiğimde ise "bunları nasıl bırakır giderim" düşüncesindense bağlandıklarımın anlamını düşündüm daha çok. Hayatımıza anlam katanlar nelerdir? Bir yelek, bir hırka, bir parça peksimet mi? Yoksa daha başka şeyler mi? Nedir yaşamdaki sıralamalarımız sahi? (FERİDUN ANDAÇ - Cumhuriyet Kitap)  


***



   Yaşamak bir sanat ise eğer; "yaşama sanatı" herkes tarafından öğrenilebilir herhalde. 

   Bu nedenle kimse bulunduğu yeri abartmamalı mı acaba! Hem abartsak ne olacak! 

   Montaigne, öyle güzel demiş ki bu konuda:

  "İstediğimiz kadar yüksek sırıklar üzerine çıkalım, yine kendi bacaklarımızla yürüyeceğiz; dünyanın en yüksek tahtına da çıksak, yine kendi kıçımızla oturacağız."

   (ÜNAL ERSÖZLÜ / Yeryüzü Misafiri - Karakarga Yayınları)




Merhaba!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder