1 Mayıs 2021 Cumartesi

BİR GÜN MUTLAKA - 2

 



   Tekel eylemleri sırasındaydı; o dönemin Başbakanı "Ayaklar baş olursa dünya başımıza yıkılır" demişti. Yıkılır mıydı? Önemli olan bu değildi herhalde. Önemli olan yürütmenin başına anayasal bir seçimle gelmiş kişinin emekçileri "ayak", kendisini ise "baş" olarak görmesiydi. Ayaklar ayak olarak kalmalıydı, başlar ise baş. Peki kimin ayak kimin baş olacağına kim karar verecekti? Ya da bir gün ayaklar ayak olmaktan, emir almaktan, pasif kalmaktan, yükü taşımaktan usanırlarsa ne olacaktı? Ama bu sorular da önemsizdi. Önemli olan o zaman Başbakanın anayasa önünde eşit vatandaşlık ülküsünün bir yalan olduğunu itiraf etmiş olmasıydı. Ekonomik eşitsizlik var ise siyasi eşitlik iddiası martavaldan öte bir şey değildi. 

   İnsan sadece insan olduğu için değerlidir, değerinin bilincine varabilmek için bir başkasıyla kıyaslamak gerekmez. Kıyaslama başladığında sahte ahlak başlar. Sırf bu nedenle Marx kapitalizmin eşitsizliği karşısında eşitlik isteyen reformistlerin aslında burjuvazinin düşünsel ufkunu aşamadıklarını belirtmişti. Önemli olan eşitsizliğe karşı eşitlik kartını öne sürmek değildir; önemli olan eşitlik veya eşitsizlik kavram ve kaygılarını ortadan kaldıran bir toplumsal kurguya ulaşmaktır. Diğer bir ifadeyle derdimiz "ayakları" "baş" yapmak değildir, derdimiz "ayakları" ayak, "başları" baş yapan sistemi ortadan kaldırmaktır. Bunu başardığımızda her bir onurlu insanın kendisini kimseyle kıyaslamadan elinden geldiğince gönüllü katkıda bulunabileceği ve ortak sofradan, başkalarının ne kadar aldığına bile bakmadan, ihtiyacı kadar alabileceği bir toplum ortaya çıkacak ve sahte ahlak yok olacaktır. (SERDAL BAHÇE - soL Haber)



Ne gümüş iğne ne ipek iplik

yama tutmaz bu yırtık


Vakit geldi Tarih Dede

al makası eline

şu mavi atlastan biç

şu kızıl kadifeden


Kuş kondur üzerine


MEHMET BARIŞ





Merhaba!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder