21 Temmuz 2019 Pazar

BİR FOTOĞRAF, BİR RESİM, BİR ŞİİR: ZOYA







   Öğrenciyken gittiği Paris'te, Saint Michel'de dolaşırken bir kitapçının vitrininde, kapağında Hitler'in gırtlağına kadar paraya battığı bir kitaba rastlıyor Zehra Aral. Kitabı kurcalamaya başladığında, bir daha hiç unutamayacağı bir fotoğrafla karşılaşıyor, boğazındaki urgandan çekilen 18 yaşındaki genç kadın Zoya Kosmodemyanskaya'nın fotoğrafı...
   Henüz lise öğrencisi olduğu 1938 yılında, Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin gençlik yapılanması Komsomol'a katılan Zoya, 1941 yılında Alman işgali altındaki bir köyü yakarken yakalanır ve 18 yaşında idam edilir. İdam fotoğrafının bulunduğu kitabı alacak parası olmayan Aral, kitapçıdan ayrıldıktan sonra eline geçen ilk peçetenin üzerine Zoya'nın son halinin eskizlerini çizmeye başlar. (AYÇA HAN - Cumhuriyet Gazetesi)




ZEHRA ARAL: 'ZOYA'




***




   Zoya, okul çağında kitaplara düşkün oldu; edebiyatı çok sevdi. Tolstoy, Puşkin, Lermontov gibi Rus edebiyatçılar ve Cervantes, Dickens, Goethe, Shakespeare, Moliere okudu. Okudukları hakkındaki düşünceleri defterine yazdı: "Shakespeare'in trajedilerinde bir kahramanın ölümüne her zaman yüksek ahlaki bir zafer eşlik ediyor."
   Genç yaşında Beethoven ve Çaykovski dinledi.
   Sovyetler Birliği Komünist Parti gençlik örgütü "Komsomol" a katıldı.
   Hitler, 22 Haziran 1941'de "Barbarossa Harekatı" emrini verip, Naziler Sovyetler Birliği'ni işgale başlayınca, genç Zoya gönüllü olarak askere yazıldı. Annesi vazgeçirmeye çalıştı, dinlemedi: "Düşman bu kadar yakınken başka ne yapabiliriz?"
   İşgal altındaki bölgelerde oluşturulan düzensiz askeri güçlere katıldı; yani Partizan oldu; "Tanya" kod adını aldı.
   Tarih: 27 Kasım 1941.
   Zoya/"Tanya", bir Alman süvari alayının konuşlu olduğu Petrischevo köyünü yakmak için emir aldı. At ahırlarını ve evleri ateşe vermeyi başardı. Ancak, bir Rus işbirlikçisinin ihbarıyla yakalandı. Gece boyunca yapılan işkence ve tecavüze rağmen konuşmadı. Ertesi sabah ilçe merkezine götürüldü ve idam edildi. Gülümseyerek çıktığı idam sehpasında son sözleri şu oldu: 
 "Yoldaşlar! Neden bu kadar kasvetlisiniz? Ölmek için korkmuyorum! Halkım adına öleceğim için mutluyum!"
   Sovyetler Ordusu Ocak 1942'de bu toprakları ele geçirene kadar, Zoya/"Tanya" idam sehpasında asılı kaldı...
   Yıl, 1945...
   Nâzım Hikmet Bursa Cezaevi'nde...
   Tolstoy'un "Savaş ve Barış" çevirisini yeni tamamlamış; La Fontaine'den Masallar çevirisi üzerinde çalışıyordu. Elle yazmak çok zamanını alıyordu; cezaevindeki dokumadan kazandığı parayla ikinci el daktilo aldı. Sağlık sorunları vardı.
  Ama... Çok mutluydu; kasvet günleri bitmişti; Naziler savaşı kaybetmişti. O günlerde yazdı; "Tanya" şiirini... (SONER YALÇIN - Sözcü Gazetesi)



Tanya, Bursa Cezavi'nde karşımda resmin,
Bursa Cezaevi'nde.
Belki duymamışsındır bile Bursa'nın adını.
Bursa'm yeşil ve yumuşak bir memlekettir.
Bursa Cezaevi'nde karşımda resmin.
Sene 1941 değil artık sene 1945.
Moskova kapılarında değil artık
Berlin kapılarında dövüşüyor seninkiler,
bizimkiler,
bütün namuslu dünyanınkiler.
Tanya,
senin memleketini sevdiğin kadar
ben de seviyorum memleketimi.
Sen komsamolkaydın, genç komünisttin,
ben 42 yaşında ihtiyar komünist,
sen Rus, ben Türk,
ama ikimiz de komünistiz.
Seni astılar memleketini sevdiğin için,
ben memleketimi sevdiğim için hapisteyim.
Ama ben yaşıyorum,
ama sen öldün.
Sen çoktan dünyada yoksun,
zaten ne kadar az kaldın orda:
on sekiz senecik.
Doyamadın güneşin sıcaklığına bile.
Tanya,
sen asılan partizan,
ben hapiste şair.
Sen kızım, sen yoldaşım.
Resminin üstüne eğiliyor başım:
kaşların incecik,
gözlerin badem gibi,
ama renklerini fotoğraftan anlamam mümkün değil.
Fakat yazıldığına göre,
koyu kestaneymişler.
Bu renkte gözler çok çıkar benim memleketimde de.
Tanya,
saçların ne kadar kısa kesilmiş,
oğlum Memet'inkilerden farkı yok.
Alnın ne kadar geniş, ay ışığı gibi,
rahatlık ve rüya veriyor insanın içine.
Yüzün ince uzun, kulakların büyücek biraz.
Henüz çocuk boynu boynun:
henüz hiçbir erkek kolu sarılmamış anlıyor insan.
Ve püsküllü bir şey sarkıyor yakandan:
süsünü sevsinler mini mini kadın.



ZOYA









Merhaba!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder