17 Nisan 2016 Pazar

GERÇEK DEMOKRASİ






   İsmail Hakkı Tonguç'a göre, köy insanı yüzyıllardan beri ezilmiş ve geri bırakılmıştır. Halk egemenliğine dayanmayan imparatorluk düzeni, köylülere devlet yönetimine katılma hakkı tanımamıştır. Cumhuriyet rejimini gerçek bir halk egemenliğine dayandırabilmek için de insanları bir siyasal bilince kavuşturmak gerekir. Köyü kalkındırmak yetmez. Onun rejime sahip çıkması, daha demokratik özlemlere sahip olması onu "canlandırmak"la mümkün olur. Tonguç şöyle diyor:
   Köy meselesi bazılarının zannettikleri gibi, mihaniki bir surette 'köy kalkınması' değil manalı ve şuurlu bir şekilde köyün içten canlandırılmasıdır. Köyü öylesine canlandırmalı ve şuurlandırmalı ki, hiçbir kuvvet, yalnız kendi hesabına ve insafsızca istismar edemesin. Ona esir ve uşak muamelesi yapamasın. Köylüler şuursuz ve bedava çalışan birer iş hayvanı haline gelmesinler. Onlar da her vatandaş gibi, her zaman haklarına kavuşabilsinler...Köy meselesi bu demektir. (Canlandırılacak Köy,1939)








"Köy Enstitüleri, Kurtuluş Savaşı'nın eğitim kesiminde sürdürümüdür. İkinci Kuvay-ı Milliyedir."

MEHMET BAŞARAN





   Kurulduğu tarih olan 17 Nisan 1940 ile 1946 yılları arasında Köy Enstitülerinde 15.000 dönüm tarla tarıma elverişli hale getirilmiş ve üretim yapılmıştı. Aynı dönemde 750.000 fidan dikilmişti. Oluşturulan bağların miktarı ise 1.200 dönümdü. Ayrıca 150 büyük inşaat, 60 işlik, 210 öğretmen evi, 20 uygulama okulu, 36 ambar ve depo, 48 ahır ve samanlık, 12 elektrik santralı, 16 su deposu, 3 balıkhane, 100 km. yol yapılmıştı. Köy Enstitülerinde 1.308 kadın ve 15.943 erkek olmak üzere toplam 17. 251 köy öğretmeni yetişmişti. 







   Köy Enstitüleri ile ilgili en ciddi araştırmalardan birini gerçekleştirmiş olan Fay Kirby, Köy Enstitüleri için şunları söyler:
   "Batı uygarlığını anlama, öte yandan bu uygarlığa geçiş yollarını Türk toplumunun kendi gereksinimlerine göre bulma düşününün bir utkusu olmuştur... Hiçbir ülkenin başaramadığı bir eserdir."








    Köy Enstitüsü uygulaması Hasan Ali Yücel'in 1946'da Milli Eğitim Bakanlığından ayrılmasına değin devam etmiştir. Daha sonra Köy Öğretmen Okullarına dönüştürülen enstitüler Demokrat Parti döneminde 17 Ocak 1954'te kapatılmıştır. 


   




   Müjdat Gezen'in Cumhuriyet Gazetesindeki röportajından:

   Aziz Nesin'in bir öyküsü var. Bir Amerikalı arkeolog son gün arkeolojik kazılar yaptığı bir köy evinde kalıyor. Köylünün bir tane tavuğu var onu kesmiş, ekmek, yoğurt ikram etmiş. Sabun kokan çarşaf sermiş.
   Arkeolog da 'Geleneksel Türk misafirperverliği bu işte, ne güzel bir milletsiniz' demiş. Sonra da 'tuvalet nerede' diye sormuş. Köylü açmış kapıyı tarlayı göstermiş 'git oraya yap' demiş. Adam da 'siz gerçekten çok güzel insanlarsınız, değişik milletsiniz, seviyorum sizi, ama sizde her şey var bir tek organizasyon yok' demiş. Köylü de 'Bey, o senin dediğin bizde olsaydı eğer, sen gelip bizim değil, biz gelip babanın toprağına sıçardık' demiş.
   



   
    

Merhaba!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder