10 Kasım 2014 Pazartesi

AYDIN SORUMLULUĞU



   "Aydınlar siyaset karşısında sustukları ve siyaseti yeteneksiz cahillere bıraktıkları takdirde en kötülerin yönetimine rıza göstermek zorundadır."

PLATON



   Prof. Dr. Ali Akdemir "Savaşların kanunu: Fakire gözyaşı, zengine rant" başlıklı makalesinde şöyle yazmış:

   Dünya, bugüne kadar olduğundan çok daha kaotik bir görünüm sergiliyor. Bunun farkında olan ve ekonomide en çok katma değerin pahalı silahlar aracılığıyla temininin mümkün olacağını bilen vahşi kapitalist ruhlu emperyalistler; iç savaşları, bölgesel kavgaları, dar fanatikçi savaşları sürekli tahrik etmektedirler. Fanatizmin beslediği boş kin ve nefret duygularıyla birbirini boğazlayan yoksul ulusların mensupları, silah tüccarlarının ve onların kontrolündeki siyasilerin oyuncağı haline gelmektedirler. Yoksulluğun finansmanına gidecek paralar, rantçının silahlarına gitmektedir. Şu sıralarda Suriye'de, Irak'ta, Ortadoğu'da, Uzakdoğu'da ve Ukrayna'da yaşananlar, top tüfek, uçak, ağır silahların satın alınmasına neden olan, olacak olan dinamiklerdir...
   Özetle, savaş bütçesi artışları, silah sanayiine yatırımın rant cazibesi dünyayı daha da karanlık sürece sürüklüyor, harcamaların ve rantın finansmanı da her zamanki gibi yoksula düşüyor.
   Bu da savaşların değişmez kuralını, altın kural haline getiriyor: Zengine rant, yoksula kahramanlık üzerinden gözyaşı ve ölüm.



  " Bizim de Dağlarımız Vardır Che Guevara" adlı kitabında şöyle diyor Metin Demirtaş:

   Irak'tan bir fotoğraf: Kadın kurşunlanmış yerde yatıyor, açıktaki memesinden kan sızıyor, bebek anasının kanlı memesinden süt emmeye çalışıyor...
   Bir başka fotoğraf: Afrikalı, kemikleri görünen bir kadın. Bir memesinde bebeği, diğerinde bir maymun yavrusu. İkisini de emziriyor.
   Iraklı bebeği ve Afrikalı maymun yavrusunu anasız bırakan emperyalizmdir."



Bizim de dağlarımız vardır Che Guevara
Bakma şimdi durgunsa, bir şahan gibi duruyorsa
Yorgundur, savaşlar görmüştür, çeteciler barındırmıştır
Yani satılmış değillerdir hiç tüfek patlamıyorsa
Alaçamın, mor meşenin ardına silah çekip yatmaya
Bizim de dağlarımız vardır Che Guevara

Bizim de halkımız vardır Che Guevara
Unutulmuş uzak tarlalar yalazında
Sazıyla, kardeşliğe vurgun
Bütün ulusların halkları gibi
Ve yalnız büyük fırtınalarla kımıldayan
Bizim de halkımız vardır Che Guevara

Bizim de ozanlarımız vardır Che Guevara
Sağ çıkmış güneşiz taş odalardan
Yüreğiyle barışa, sevgiye yönelmiş
Çelik öfke bir yanı, bir yanı uysal mavi
Eğilmeden dimdik geçmiş demir kapıdan
Bizim de yiğit insanlarımız vardır Che Guevara

Bizim de delikanlılarımız vardır Che Guevara
Yokluklardan biyol kopup gelmiş
Üç zeytin, az ekmek üniversitelerde
Su gibi kızlar çarpar önce, alkol vurur
Öfkeli dolanır caddelerde
Ve baş kaldırır akılları suya eren de
Çünkü Vietnam, hepimizin Vietnam'ı
Kongo hepimizin Kongo'su
Bir kere özsu yürümüştür dallara
Patlayacaktır ağır sancılarla karanlıklar
Varmak için o güzel yarınlara
Bizim de dağlarımız vardır Che Guevara



METİN DEMİRTAŞ
(d.1938 Elmalı, Antalya-ö.27 Eylül 2014 Antalya)


   Tevfik Çavdar'ın sözüdür:

   "Kavga çok derinlerde. Tarihin derinliklerinde...Mısır'dan kölelerle başlıyor, firavunla başlıyor. Roma'ya bak, mücadele asırlarca sürüyor. Biz her şeyin bir anda olmasını bekledik, bizim kuşak. Ama sonra dank etti....Ama bir şey öğrendim. Mücadele sabır işidir. Sabırlı olmayan daima yanılır mücadelede. Mücadele etmek için şartların eşit olması lazım. Yine de şartların eşit olmamasına rağmen mücadeleden yanayım."





   "-Bana ne!- rafa kaldırılmalı,- her şey beni ilgilendirir- tavrına, dört elle sarılmalı, Çünkü yaşama hakkı tanıdığımız bir kusur, kendisine benzeyenleri üretecektir ve ilişkilerdeki karmaşa hiç bitmeyecektir."

MUZAFFER BUYRUKÇU
(Sayılı Günler)


MUZAFFER BUYRUKÇU
(d. 1 Şubat 1928 Fertek, Niğde-ö.26 Ağustos 2006 İstanbul)



"Bana dokunmayan yılan bin yaşasın aldırmazlığında herkesi sokacak sayıda yılan üreyeceğini unutmayın."

SADUN TANJU
(Kutsal İnekler)





Merhaba!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder