30 Ocak 2022 Pazar
BORGES
23 Ocak 2022 Pazar
NASIL YAPMALI?
"Yaşamımı düşündüm o zaman: Yanlış yapmamaya karar verdikçe yanlışlar yapan bir çizgide ilerliyordum. Durup düşünmeliydim, ağırbaşlı olmalı, yaşamın bana verdiklerinden mutluluk çıkarmalıydım. Fallara, yıldızların yaşamımızı etkilediğine, rastlantıların gücüne inanmak işimi kolaylaştırıyordu.
(...)
Oğlanın geleceği her şeyin önüne geçti. Bu nedenle Saffet Devrim, gölgemizden bile korktuğumuz için devrimle ve devrimcilikle ilgili hiçbir şey işitmeden büyüdü. On bir yaşına geldiğinde, primary hobby'si yüzme olan, Amerikan tarzı spor ayakkabılardan hoşlanan bir kolej öğrencisi olarak pek şirindi ama kapıcının kızıyla oynamayı reddediyordu.
Olumsuzun gücü niye bu kadar büyük?
Oysa kızın Rânâ hem sosyalizm hem feminizm biliyormuş, şaştım, halbuki gençliğinde bunlarla hiç de ilgili görünmezdin. Seni hep ağacın kokusunu ciğerlerine çeken, dağa bakıp sevinçle haykıran biri olarak anımsıyorum. Bundan mı? Ben kara kara içimi izlerken, senin uçuçböceğini eline alıp üflemenden mi çıkıyor bu kadar fark?"
(GÜRSEL KORAT - Ay Şarkısı / Yapı Kredi Yayınları)
***
(...) Astroloji nedir ya? Gazetelerde ilk astroloji köşeleri 1930'da İngiltere'de büyük buhrana karşı uydurulan bir yalandı. Sakince aklımızı başımıza toplayıp içinde yaşadığımız düzende esir olduğumuzun farkına varmamız gerekiyor, özgür değiliz. Özgür olabilmemiz için içinde olduğumuz toplumsal düzenden kurtulmamız gerekiyor. Liberalizmin en büyük kazığı. Hiçbir özgürlük onu diyalektik olarak tanımlayan zorunluluklardan bağımsız olamaz. Özgürlük istiyorlar ama zorunlulukları istemiyorlar. Özgürlük istiyorsak özgürlüğü kazanmak için zorunluluklara katlanmak zorundayız.
(...)
Birey ve toplum bir diyalektik bütündür. Toplum bireyin içinde büyüyeceği koşulları yaratır, birey o koşullarla mücadele ederek büyür ve toplumu bir sonraki kuşağa taşır.
"TOPLUM ÇÜRÜYOR"
Tarih tekerrür etmez ama kendisini çok acımasız bir biçimde dayatır. Eğitimli emekçiler Batı'ya göçüp kendilerini kurtardıklarını zannediyorlar. Bugün bunu yapabiliyor olduklarıyla ilgilidir. Yakın gelecekte bu da imkansız hale gelecek. O çürüme kendisini ilk defa da değil çok ağır bir şekilde dayatacak. 1873'ten II. Dünya Savaşı'na kadar olan tarihi okuyun. Aynen bugünkü gibi. Eğitimli insanlar hurafelerle uğraşıyorlardı. Büyücülük, falcılık... 19. yüzyılın son çeyreği böyleydi. Muazzam bir felaket ve buna verilen yanıtla son buldu. Ekim Devrimi'dir bu. Emekçi insanların kendisine karşı işlenen suçlara verdiği yanıtlardan daha büyüktü. Toplum çürüyor. Kesinlikle çok büyük felaketlere yol açacak. Yaşananlar şaka gibi kalacak. İnsanlık çok büyük cevaplar verecek. Bu cevapları vermeye hazırlıklı olup olmamakla ilgili. Kumdan kalelerin nasıl yıkıldığını görecekler. Bu felaket Afganistan'a geldiğinde Berlin'e uğramayacak mı zannediyorlar?
(NEVZAT EVRİM ÖNAL - Söyleşi: EDA KÖPRÜ YILMAYAN / www.gazetepencere.com)
***
16 Ocak 2022 Pazar
HAYAT
"Geceyi seyrede seyrede öğrendim ki ışık insanın içinde yanmıyorsa yüzüne vurmuyor."
(ŞÜKRÜ ERBAŞ)
***
Hayat bir hikâye gibidir. Ne kadar uzun olduğu değil ne kadar güzel olduğu önemlidir.
(LUCIUS ANNAEUS SENECA)
Ama eninde sonunda bir hikâyenin de sonu gelmelidir. Neden, sonu gelmeyen hikâye hayata benzer de onun için. Hayatsa sıkıcı bir şeydir. İnsanın, işte hayatı dinlerken esneyesi gelir. İsteyen kavga etsin, isteyen savaşsın, birbirinin canını çıkarsın, isteyen kıyıda köşede at gibi sevişsin, ne yaparsa yapsın, hikâyeye göre hayat sıkıcıdır. (FARUK DUMAN - Sus Barbatus! 2 / Yapıkredi Yayınları)
Edebiyatın bir "özelliği", gerçekten de belli bir döneme tanıklık etmesidir. Toplumsal meselelerle ilgilenmeyen büyük yazarlar da vardır. Ancak yazar aynı zamanda bir aydınsa olup bitenle içtenlikle ilgilenmemesi olanaklı değildir. İşte onu tanıklığa zorlayan kendi içinde acısını hissettiği, neredeyse kendi yaşantısı gibi deneyimlediği toplumsal olaylardır. (ERENDİZ ATASÜ - Cumhuriyet Kitap)
Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.
ATAOL BEHRAMOĞLU
***
"İyi şairlerin yüzü her daim insana dönüktür. Dünyaya, insanlık durumlarına oradan bakarlar."
FERİDUN ANDAÇ
Merhaba!
9 Ocak 2022 Pazar
ŞİİR
Sen bu şiiri okurken / ben belki başka bir şehirde olurum
kötü geçen bir güzü / ve umutsuz bir aşkı anlatan
rüzgârla savrulan / kâğıt parçalarına / yazılmış
dağıtılmamış / bildiriler gibi
uzun bir yolculuğa hazırlanan / yalnız bir yolculuğa.
Çünkü beyaz bir gemidir ölüm
siyah denizlerin hep / çağırdığı
batık bir gemi
sönmüş yıldızlar gibidir
yitik adreslere benzer / ölüm
yanık otlar gibi.
Sen bu şiiri okurken / ben belki başka bir şehirde / ölürüm.
BEHÇET AYSAN
***
En çok şairlerin yüreği incinir ve o vakit eğilip ruhlarını kendileri öperler. İşte bu öpüşmedir şiir, gökkuşağı ile acıları sarmaktır.
Şairin iç tınılarına kulak verdiğimiz zaman şu fısıltıları duyarız:
"Buzun donduruculuğuna inat
Büyüdü içimin güneşi
Hiçbir katığı olmadan
Açılan sofrasında evrenimin
Gökkuşağı ile sardım acılarımı."
HASAN UĞUR TAŞÇI
Bu ruh öpüşü mavi bir öpüşe dönüştürür yaşamı. (NURBANU KABLAN - Cumhuriyet Kitap)
***
... Ama şiir sanatının temel özelliklerinden biri de büyüdür. Kendi dillerinde sözcüklerden büyüler yaratabilen şairler, başka dillerdeki şiirlere bakıp aynı ya da benzer bir büyüyü kendi dillerinde de yaratabilirler. Ayrıca şiir için demezler mi özgürlüğün deney alanı diye... (TURGAY FİŞEKÇİ - Cumhuriyet Kitap)
***
Şiir cambazların dengesidir, / hokkabazların seyircisi
Sihirbazların rüyasıdır şiir.
ÜLKÜ TAMER
Merhaba!
2 Ocak 2022 Pazar
YAZAR HALLERİ