Yasadır anımsatalım:
Tohum ekenlerin, fide dikenlerin
Kimse durduramaz yağmurunu
Güneşini kimse kesemez.
GÜLTEN AKIN
(Deli Kızın Türküsü)
***
Yasadır anımsatalım:
Tohum ekenlerin, fide dikenlerin
Kimse durduramaz yağmurunu
Güneşini kimse kesemez.
GÜLTEN AKIN
(Deli Kızın Türküsü)
***
Toplanıyor ölü arkadaşlar
Her biri bir yerden gelerek
Kiminin boynunda ilmeği
Kimi kanını silerek
Kucaklıyor beni Metin Altıok
"Aldırma" diyor gülerek
"Yaşamak görevdir bu yangın yerinde
Yaşamak, insan kalarak"
ATAOL BEHRAMOĞLU
(Bu Yangın Yerinde - Temmuz,1993)
Haziran Temmuz'a dönerken başladı yangın. Çıldırmış bir şehir toplandı ve ateşi körükledi "ülkesine yangın" bir şairi yeniden yakmak için. Yandı Temmuz'da, tutuştu dizeleri. O şair, alev almış başıyla karanlıkta bir meşale şimdi. Ve tutuşan ülkesi, bin yıllık yangın yeri.
Dizeleri kundaklamak kolay, oysa kundakçılara inat insan kalmak zor.
Söyle, şairinin katili olan bir halk nasıl affedilebilir?
Anlat, şairsiz bir ülkede kim söndürebilir ansızın patlak veren ahir zaman yangınlarını?
Oysa bilmiyor cahil, bir şair tutuşursa bir ülke yanar. Yaşamak şairlerin görevidir yangın yerinde. Ve tutuşan şair, kundakçısının da sevgilisidir.
O diyor ki bize:
"Bu yaşa geldim içimde bir çocuk hâlâ
Sevgiler bekliyor sürekli senden.
İnsanın bir yanı neden hep eksik?
Ve o eksiği tamamlayalım derken,
Var olan aşınıyor azar azar zamanla
Anamın bıraktığı yerden sarıl bana."
Küçücük bir çocuktu bir akrep tarafından sokulduğunda. Çevredekiler yetişti, ateşin üzerine koydukları bir kazan suya sokup kaynattılar şairi. Daha o günden öğrenmişti akrebin zehrinden kurtulmak için kaynamak gerektiğini.
Haziran'dan Temmuz'a dönerken ansızın yine akrepler... Yeniden kaynamak ve yanmak gerekiyor belli ki...
Bir daha akrep gibi olmasın diye bir şehir, belli ki bir şair yine yanacak. Belli ki "yangın yerinde insan kalacak" her şeye rağmen. Belli ki bir ülke o şairi yaktığı için ahir zamana kadar utanacak...
(ORHAN GÖKDEMİR - soLHaber)
unutMADIMAKlımda!
Şiir seven cana kıymaz, şakıyan kuşları susturmaz, çiçeklerin gülen yüzünü soldurtmaz..
(ARCHIBALD MACLEISH)
"Tutar insana yaşamayı sevdirir."
Oktay Rifat'ın ünlü sözündeki gibi, "Şiir olmasaydı, yaşama dediğimiz oluşun çarklarından biri eksilirdi. Belki kıyamet kopmazdı ama insanlar sevişemez, öpüşemez, beğenemez, yarınların yeni düzenine şiirli dünyanın hızıyla kavuşamazdı."
***
Karl Marx söyler: "Kapitalist üretim, düşünceye ilişkin bazı üretim dallarının bütününe, özellikle sanata ve şiire düşmandır." Burada şiirden ayrıca söz edilmiş olması boşuna değil. Gerçekten kapitalist gelişimle dünya şiirinin gelişim süreci arasında bir ters orantı var gibi görünüyor. Hele kapitalizmin "en ileri aşaması" emperyalizm döneminde bunu çok daha açık bir şekilde seçmek mümkün. Şairin önü kapitalist toplumlarda tıkanmıştır; öyle ki en kapitalist toplumda en çok tıkanmıştır. Amerikan şiirini, Alman şiirini, İngiliz şiirini örnek verebiliriz buna. Amerikan romanının yanında Amerikan şiiri, Alman hikâyeciliğinin yanında Alman şiiri, İngiliz eleştirisinin yanında İngiliz şiiri, yakın geçmişteki bazı büyük ustalara karşın, beklenen ölçüde bir gelişim çizgisi çekmek şöyle dursun, uykuya yatmış bulunmaktadır...