Yazar bir yere aittir evet, o aidiyetini yazdığı dil belirler. Bu anlamda Yaşar Kemal Türkçedir, Anadoludur.
FERİDUN ANDAÇ
FERİDUN ANDAÇ
"Türkçe Yaşar Kemal'in çocukluk arkadaşıdır adeta, birlikte büyümüşlerdir."
HAYDAR ERGÜLEN
Yıl 1974...Yaşar Kemal, Elia Kazan ve ben bir yolculuğa çıktık...İstanbul'dan başlayıp otomobille Truva, Bergama, İzmir..."Amerika, Amerika" filminin yasaklanması nedeniyle Elia Kazan'ın Türkiye'ye gelmeye korktuğu, daha doğrusu gizli geldiği günlerdi. Yol boyunca Yaşar Kemal bize Homeros'u, İlyada'yı anlatıyor. Anlatıyor mu dedim? Anlatmıyor, yaşıyordu...
Bergama'da dolaşmaktan yorgun düşmüştüm. Bir taşa tüneyip dinlenirken onlar hoplaya zıplaya uzaklaştılar. Bir ara yanıma bir delikanlı geldi. Bütün gün her taşa, her sütuna eğilerek geziyi sürdüren Elia Kazan'la Yaşar Kemal'i göstererek "Kim bunlar" diye sordu. Ben de ona, "Neden sordun ki", dedim. Çocuk, "Deminden beri onları izledim. Biri Türkçe konuşuyor, öteki İngilizce ama bir anlaşıyorlar, bir anlaşıyorlar; ben bu işten bir şey anlamadım" dedi. "Biri İngilizce öğretmenim, (gizli geldi ya, öyle diyorduk) öteki Yaşar Kemal" deyince çocuğun yüzü aydınlandı ve şöyle dedi: "Ha o zaman anlaşıldı. Yaşar Kemal Toroslar'da ağaçlarla, sularla, dallarla, çiçekler, böcekler, arılarla bile konuşur anlaşırmış. Bu İngiliz'le mi anlaşamayacak!"
ZEYNEP ORAL
Koca Yaşar Kemal. Ulu çınar. Anadolu'nun yüce çınarlarından biri. "Daldan eğme değil, kökten sürme."
Topal karıncanın dostu, karıncanın su içtiği yer. Türkçeye su veren usta.
HAYDAR ERGÜLEN
2007 yılı. Sonbahar. İtalya'nın ünlü La Scala Operası'nda Yaşar Kemal'in 1953'te yazdığı "Teneke" operasının prömiyeri var. Milan'dayım.
Eseri besteleyen Fabio Vacchi...Sahneye koyan sinema dünyasının efsanevi yönetmeni Ermanno Olmi...Sahne ve kostüm tasarımını yapan ünlü heykeltıraş Arnaldo Pomodoro...Benim "devlerin buluşması "diye nitelediğim muhteşem bir yaratıcı ekip!
Görkemli opera salonu ağzına dek doluydu. Şeref locasında ev sahibi rolünde kraliçe edasıyla oturan Leyla Gencer'in yanında oturan Yaşar Kemal, kocaman bir çocuktan farksızdı...Heyecanını gizlemeye çalışan kocaman bir çocuk...Opera sona erip, millet ayağa fırlayıp alkışladığında, tüm kadroyla birlikte Yaşar Kemal'de sahnedeydi...Gözlerimi ondan ayıramıyordum. Durdu durdu, herkesle birlikte bir kaç kez selam verdi, sonra...Sonra bir anda döndü, hemen yanı başında duran Arnaldo Pomodoro'yu kucaklayıverdi. Ama ne kucaklayış! Sıcaklığı, tüm operayı sardı! Adamın ayakları yerden kesildi;Yaşar Kemal'in kollarında kayboluverdi. Sanki "Sen misin Anadolu'yu sahneye taşıyan, işte Anadolu kucaklaşması" der gibiydi...
Bu sahneyi benim gibi gözyaşlarıyla izleyen bir İtalyan arkadaşım, sonradan şöyle diyecekti: O kucaklaşma anı, tıpkı romanları gibiydi. Öylesine sahici..."
ZEYNEP ORAL
"İri cüssesi ve tok sesiyle, herhangi bir mekana girdiğinde, o mekan silme Yaşar Kemal kesilirdi."
IŞIL ÖZGENTÜRK
Merhaba!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder