30 Haziran 2024 Pazar

DİLİNİ YİTİREN ŞİİR

 

"Kuzey kutbunda mahsur kalan balinaları bile kurtarmaya gittiler ama bizi kurtarmaya kimse gelmedi."

(ZERRİN TAŞPINAR)


Kitapta yer alan Taşpınar'ın, Kemal Özer'in "Temmuz İçin Yaralı Semah" kitabı için yazdığı yazıya bakıyorum. Bir edebiyat eseri nasıl değerlendirilir, hangi açılardan tekrar tekrar bakmak ve satır aralarını nasıl okumak gerekir görüyoruz. Beni etkileyen en derin yerlerinden biri Sivas'tan dönüşünün hemen ertesi günleri; Ankara'ya evine dönüyor, balkona çıkıyor hava almaya ama bakıyor ki bahçede güller açmış tüm güzellikleriyle. 
İçini öfke dolduruyor, "Benim arkadaşlarım yandı Sivas'ta, şimdi hepsi soğuk mezarlarında yatarken siz orada ihtişamla nasıl açarsınız, güller nasıl açar..."
(...)
Sivas Katliamı'ndan sonra çıkardığı ilk kitabı Tavra'yı yazma nedeni olarak, "Otelin merdivenlerinde oturuyoruz, şairler sohbet ediyor. Biri 'İçimizden birine bir şey olursa ne olur' diyor. Metin Altıok 'Kalanlar onun için bir şiir daha yazar' diye cevaplıyor. Zerrin Taşpınar 'Tamam ben ölmeye hazırım' diyor. Behçet Aysan kahkaha atarak 'Sen ölürsen değil şiir yazmak, Ankara'nın ortasına heykelini dikeriz' diyor. 'Ben ölürüm' dedim, bir ben sağ kaldım. Bu çok feci bir şeydi ve ben orayı anlatmak zorundaydım." diye anlatıyor. 
(...)
Son anı olarak, "Üst katta merdivenlerde oturan Asım Bezirci'nin yanına gittim. Dışarıda arabalar yakılıyordu ve dumanı ulaşıyordu kapalı kapılar ardından. Beni basamaklara oturttu önce, sonra 'Söz ver' dedi, 'Bu taşlamalar şiirine yansıyacak'." Orada Asım Bezirci'ye söz verir o bunun bir veda olduğunu anlamadan.

Ölümün hasatıydı Sivas ve bol ürün oldu
bir tırpan ucunda savruldu sesimiz
sesimiz Yasemin, Gül, Hasret
ince ve uzun kanatları kırlangıçların
sesimiz sabah serinliğinin çiğ damlaları.

Unutsun bütün şarkılarını bu şehir
unutsun ipeksi dönüşlerini turnaların
unut beni sevgilim
yarısı kül bir kadınım artık.

Hep böyle ıssız mı olur katliam sonrası kentler
ırmak bile susar mı, rüzgâr korkar mı sokaklardan
biter mi çığlık ateş ve dumanla...?


Kitabın sonunda ölümle bir kez daha yüzleşmesi yer alıyor. 2019'da yaşadığı mahallede bir araba çarpıyor kendisine, ağır yaralanıyor, ameliyatlar, yoğun bakım derken kalbi duruyor, doktorlar kalp masajı yapıyorlar "Gitme! Bizimle kal! diyorlar. Bilinci yarı kapalı olan Zerrin Taşpınar, "Otele gitmeliyim, arkadaşlarım ölüyor, gitmeliyim... diyor.
Kitabın en çok bu kısmından etkilendiğimi söylemeden geçemem. Kendisine ölümüne çarpan valeden şikâyetçi olmuyor. 26 yıl sonra tekrar ölümle burun buruna geldiğinde yine Madımak'a gitmek istiyor. 
Kitabı bitirdiğinizde Zerrin Taşpınar kimdir, hangi sokakta geçmiştir çocukluğu, şairlik yazarlık serüveni nerede başlamış, nasıl bir yol almıştır, Sivas'a nasıl gelinmiştir, daha da önemlisi Sivas'tan bu yana nasıl gelinmiştir, hepsini bir yolculuğun duraklarından geçercesine, acıyla yolculuk edercesine, umutla geride bırakırcasına okuyorsunuz. Şairin yolculuğu umut. Sözümüz yarına kalmasın.

Ölü çocuklarda doğurgandır ölü aşklar gibi
kesilmiş kavaklar da ıslık çalar
dilini yitirmişse de şiir
bir deniz feneri çizmenin tam zamanıdır.

 (FİLİZ TANYA - Cumhuriyet Kitap / Şiir: ZERRİN TAŞPINAR)






unutMADIMAKlımda!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder