"Sözle söyleneceklerin en âlâsı şiirle anlatılır."
HALİKARNAS BALIKÇISI
(Mavi Sürgün)
***
"Sözcüklerin elleri vardı
Bir çizgiydi belki
Belki de sessiz bir çığlık
Sözcüklerin elleri vardı
Sonsuzluğa bırakılan bir resim, bir şiir, bir müzik."
Sözcükler, zamanın damıtarak anlamlandırdığı iletişim araçlarımız. Ya olmasalar...
İlk sözcük; ilk çizgi, ilk renk insanın sığındığı mağara duvarlarına çizdikleri olsa gerek. Sanatın başladığı ilk an'lar... Ne denli yakın o denli uzak. Çizginin dilini öğrenmek, dilin çizgisini oluşturmak ne zorlu bir uğraş.
İlk "şiirlerimi" paylaştığım Aziz Nesin "Yanlış yerden başlamışsın, yazmak değil okumak zor" demiş ve eklemişti:
"Felsefe okuyacak, diğer sanatların dilini öğrenecek en zor olana, şiire ulaşacaksın, yine de 'Seni seviyorum'dan güzelini yazamayacaksın..." Hiç unutmadığım ama sonrası kavrayabildiğim sözler...
(MEHMET ÖZ - Cumhuriyet Kitap)
***
"Şiir her şeyden önce halk için vardır ve onun dilinde ifadesini bulur."
GUILLAUME APOLLINAIRE
***
Orhan Veli'nin ünlü şiiridir:
"Eskiler alıyorum
Alıp yıldız yapıyorum
Musiki ruhun gıdasıdır
Musikiye bayılıyorum.
Şiir yazıyorum
Şiir yazıp eskiler alıyorum
Eskiler verip musikiler alıyorum
Bir de rakı şişesinde balık olsam."
Şairin sonradan eklediği o son dize var ya! Pişman olduğu söylenir. Çünkü şiirin önüne geçip fazla ünlenmiştir. Kaç kişi bilir o dizenin eklenme nedeni sadece Ahmet Haşim'in "Bir Günün Sonunda Arzu" şiirine, lirizmine meydan okumak olduğunu... Hani var ya:
"Akşam, yine akşam, yine akşam
Bir sırma kemerdir suya baksam;
Üstümde sema kavs-i mutalsam!
Akşam, yine akşam, yine akşam
Göllerde bu dem bir kamış olsam!"
(ZEYNEP ORAL - Cumhuriyet Gazetesi)
Hangisi ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder