Edebiyat, resim, sinema fark etmiyor; sanatın değil, reklama dünden razı sanatçının pazarlandığı dönemde yaşıyoruz. Che gibi kapitalizmle savaşan birinin adını tişört, bira, çorap markası olarak pazarlayanlardan, onları tüketenlerden ne beklenebilir?
(GÜNDÜZ VASSAF / Ressamın İsyanı - Everest Yayınları)
***
Şiire, edebiyata, sanata meraklı dostlar sık sık derler ki:
Her şey, toplumun düzen meselesi, ekmek sıkıntısı, istismarı önleme savaşı, fakirlik, zenginlik ve iktisat mıdır? Bunun yanında insanı insan yapan güzel duygular, müzik, ormanda kuşların ötüşü, çayırlarda kuzuların meleyişi, denizin maviliği, bulutun beyazlığı yok mudur? Bir yazar daha çok bunlardan söz açmamalı mıdır?
Günümüzdeki gerçekçi ve akılcı yazarlara karşı yöneltilen bu tenkide en güzel cevabı, çağımızın büyük düşünürü Jean-Paul Sartre vermektedir:
"... Biz bir belâya uğramış hayvanlarız. Ama, birden anladım ki, insanın insanlıktan çıkması, insanın insanı sömürmesi, aç kalması gibi dertlerin yanında metafizik dertler bir lükstür. Ortada açlık diye bir dert var mı, var...""... Aç bir dünyada edebiyatın işi nedir? Kimden yana olacak? Ahlâk gibi edebiyatın da evrensel olması gerekir. Eğer yazar herkese seslenmek ve herkesçe okunmak istiyorsa, çoğunluğun yanında, açlıktan ölen milyarlardan yana olmalıdır. Bunu yapmadıkça, mutlu bir azınlık hizmetindedir ve onun gibi sömürücüdür..."
"... Yazar, aç milyarlar için yazmadıkça hep bir tedirginlik duygusu altında ezilecektir..."
Sartre, Fransa gibi çok ileri bir ülkede, yazarların her şeyden önce dünyadaki sömürülen aç kalmış milyarlarca insanı düşünmesi gerektiğini söylerse, Türkiye gibi çok geri ve çok düzensiz bir ülkede kalem işçisine düşen görev nedir?
Ormanda kuşların ötüşü, çayırlarda kuzuların meleyişi, denizin maviliği, bulutun beyazlığı güzeldir. Ama bu güzellikler insanlığı insanlığa lâyık bir seviyeye eriştirmeye yetmiyor. Hatta bu çeşit bir edebiyat böyle bir çaba göstermeden kaçınanların hem şahsen avunmasına, hem de etrafını avutmasına sebep oluyor.
Dava, avunmak veya avutmak değil, gerçekleri ortaya koymak ve halkı bazı gizli kapaklı, sahte yaldızlarla paketlenmiş ahlâksızlıklara karşı uyarmaktır. Bunu etkili şekilde yapabilmek, bir anlamda sanatın en büyüğüdür.
(ÇETİN ALTAN / Kopuk Kopuk - Bilgi Yayınevi)
***
Ben tek bir şeye inanıyorum, gerçek diyelim bunun adına, çok büyük bir şey bu, onu keşfetmemiz gerek. Sanatçının varlık nedeni bu, gerçeğe bağlı kalmak, onu neredeyse bulup ortaya çıkarmak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder