"Yazar, kuşkusuz yaşayabilmek ve yazabilmek için kazanmalıdır,
ama asla kazanmak için yaşamamalı ve yazmamalıdır."
(KARL MARX)
***
Her şeyin bir nedeni var. Sizin çabalarınızın zaman zaman başarısız olması, kolaya kaçıp çabuk yazmanızdan. Gazetelere tefrika yetiştirmek, oraya buraya kol salıp her yerden geçim parası sağlamak!.. Bu arada gerçek sanat yapmaya, doğru dürüst yazı yazmaya zaman mı kalır! Demin de dediğim gibi, bir başka neden de şu: Kendinizle çok dolusunuz, yazılarınız çoğunca sizin kişiliğinizin damgasını taşıyor. Böyle olmaz, başka bir dünya var sizden öteye, başka insanlar, memleket var bütünüyle! Memleketinizin insanları var!.. Kocaman bir kentte yaşıyorsunuz. Kabuğunuzu kırıp çıkın dışarı, açık havaya, insanların içine, gerçek kavgaların, sevdaların çatıştığı, ekmek, sevda kavgalarının oluştuğu meydanlara çıkın...
Biraz yazı yeteneği olan herhangi kişi hayatını konu alıp güzel bir hikâye, roman çıkarabilir. Kolay iş bu... Biraz da ustalığı varsa tamam! İnsanlar meraklıdırlar yaratılıştan. Başkalarının yaşamı üzerine eğilmekten hoşlanırlar... Önemli değil böylesi. Önemli olan, bizim kişisel sorunlarımızdan çok, toplumun, insanlığın sorunudur bana kalırsa. Çağımızı anlayabilmek, onu anlatabilmek, insanlarımızı oldukları gibi yaşadıkları anın içinde duyguları, duygusuzlukları, olumlu olumsuz yanları ile hani denizden yeni çıkmış balıklar vardır ya öyle kıvıl kıvıl canlı yakalayabilmek... Bunu yapabilmek için gereken bir tek şey var, okumak, kendini yetiştirmek... Bu işin yaratıcılarını okuyun, çok okuyun. Balzac, Stendhal, Dostoyevski, daha birçokları, romanın Allahları bunlar. Çevrenizi görmeye, anlamaya çalışın. Çağınızın yazarı olmak için çok ama çok çalışmanız gerekir. Usanmaya gelmez. İyi yazar olmak istiyorsanız yorulacak, yaşamınızdan vereceksiniz. Çaresi yok başka.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder