Aziz Nesin, muhalif ve antimilitarist kişiliği ile tanındığı için pek çok kişi şaşırtıcı bulabilir ama Kuleli'den sonra Harp Okulu'na gider ve buradan mezun olur. (1937) Sekiz yıl da subaylık yapar. 1944'te bir şikayet üzerine cezalandırılır. Askerlikte kalmak istemez ve savunma yapmaz. Sonuçta ordudan ihraç edilir. Kazandığı emeklilik maaşını da reddeder.
Gülmece öğesi onun ürünlerinde gerçekliğin kendisidir. Olağanüstü öncülüğü ve başarısıyla Türkçeye Aziz Nesinlik olay deyimini kazandırmış ve onu gülmece yazınımızın büyük ustası yapmıştır. Okuyanda düşünme ve değiştirme isteği uyandırmak amacıyla düş gücü zenginliğiyle yazdıklarında çağdaş dünya insanlarının sorunlarını anlatan, uyarıcı, sevgiye çağırıcı, kışkırtıcı bir büyük usta. (ÖNER YAĞCI - Cumhuriyet Gazetesi)
***
6-7 Eylül utanç olaylarından bir süre sonradır. Yusuf Ziya Ortaç, "Akbaba Dergisi"nde Aziz Nesin'i ziyarete gider. Ama kapı duvar! Ertesi gün gelir. Yine aynı. Nesin yok yerinde.
Sonra öğrenir ki o günlerin faturası Aziz Nesin'e çıkarılmış. Atmışlar cezaevine.
Aziz Nesin de Yusuf Ziya Ortaç'a şöyle yazar demir parmaklıklar ardından.
"İçimdeki cehennemi her yere taşıyorum. Her şeyim var, yalnız huzurum yok! İnanınız, bazen gerçekten ölümü özlüyorum. Niçin biliyor musunuz? Dinleneceğim diye... Ama bu dinlenmeden haberim olmayacak ki!"
***
Sosyal medyada, "Dolar on lira olacak!" diye yazanlar yargılanır. Aralarında gazeteci Sedef Kabaş ve ekonomist Mustafa Sönmez de vardır. Duruşma ertelenir. Ancak onlar yargılanırken dolar on bir lira olmuştur.
***
Bu ülkenin aydınlarına çileli hayatı dayatmamızın ardında ne var? Nedeni çok basit! Bu çatışma bizden daha geri ülkelerde yaşanmaz. Çünkü onların aydınları yok denecek kadar azdır. Genellikle de ülkelerini terk etme yolunu tutmuşlardır. Bizde ise aydın düşmanlığı siyasal bir gelenek halini almıştır.
Osmanlı'da aydınlar, sürekli olarak, makalelerinde, "hürriyet, müsavat, mübareze" sözcüklerini kullanır.
Şimdi ise aydınlar başka sözcükler kullanır yazılarında: "Özgürlük, eşitlik, mücadele..."
Anlam aynı anlam! Dert aynı dert!
***
Yıllar evvel şair Mehmed Kemal, kendi dönemini anlattığı kitabına "Acılı Kuşak" adını koymuştu.
Ne değişti?
(EREN AYSAN - Cumhuriyet Gazetesi)
Merhaba!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder