"Bir de şu toplanan kitap..."
"İşte hep bu anlattıklarım yazılıydı kitapta... Benim derdim, komşumun derdi, okuldaki çocukların derdi..."
"Biliyorsun, bunları yazanlardan hoşlanmadıklarını... Gene de habire yazıyorsun!"
"İstiyorum ki halk, kendi çektiklerinin ayrımına varsın. Bir kez halk yoksulluğunun ayrımına varırsa... Daha doğrusu halk, halk olarak kendi gücünün farkına varırsa... Kaderine öyle razı olmuş görünüyor ki..."
"Korktuğum için kendimi savunduğumu sanma. Ben henüz solcu olup olmadığımı bilmiyorum kesin olarak. Bildiğim bir şey varsa ezilen halktan yana oluşum. Halkın çektiği sıkıntıların benim çektiklerimle tıpatıp uygun oluşu. Kurtuluşumu da halkın kurtuluşunda görüşüm... Bu birkaç düşünce kırıntısı solcu olmam için yeterse kendimi hiç de temize çıkarmaya çalışacak değilim."
RIFAT ILGAZ (Karartma Geceleri)
***
"Suçlu senaryosu reddedilmiş. Redde esas, eserin sol temayüllü oluşuymuş. Ya reddetmeselerdi de 'Uygun' deselerdi? Kendi kendimden, yani 'Sol'culuğumdan şüphe edip, kendimi bir çeşit 'Dönek' saymaz mıydım?"
ORHAN KEMAL
(Fikret Otyam'a yazdığı mektuptan)
***
Tıraştan tıraşa yüzüne bak
unut yaşını
koru kendini bitten
bir de bahar akşamlarından.
Bir de ekmeği
son lokmasına dek yemeği
bir de ağız dolusu gülmeyi unutma hiçbir zaman.
Bir de kim bilir
sevdiğin kadın seni sevmez olur
ufak iş deme
yemyeşil bir dal kırılmış gibi gelir
içerdeki adama.
İçerde gülü bahçeyi düşünmek fena
dağları deryaları düşünmek iyi
durup dinlenmeden okumayı yazmayı
bir de dokumacılığı tavsiye ederim sana
bir de ayna dökmeyi.
Yani içerde on yıl on beş yıl
daha da fazlası hatta
geçirilmez değil
geçirilir
kararmasın yeter ki
sol memenin altındaki cevahir.
NÂZIM HİKMET
***
"Başkaları için kendilerini unutanlar, hep hatırlanacak olanlardır."
FYODOR DOSTOYEVSKİ
Merhaba!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder