ORSON WELLES
Orson Welles, bir karakış akşamı, söyleşi için davet edildiği salona ulaştığında, salonu ancak onda biri dolu bulmuş karşısında... "Ben..." demiş, "Orson Welles'im... Yazarım, ozanım, besteciyim, ressamım, tiyatro sanatçısıyım, karikatüristim, set dekoratörüyüm, sanat eleştirmeniyim, seslendirme sanatçısıyım, kostüm tasarımcısıyım, öykü yazarıyım, radyo oyunları yazarıyım, prodüktörüm, senaristim, yönetmenim... Karşımda, sizler ne kadar azsınız!" (TARIK DURSUN K. - Geçti Akşam Suları)
***
LUDWIG VAN BEETHOVEN
Ludwig van Beethoven, Appassionata Sonatı'nı besteledikten sonra bir akşam notaları yanına alıp, kendisine arada bir sınırlı maddi destek sağlayan Prens Lobkowitz'in evine gitmişti. Kötü bir rastlantı, o akşam prensin evinde o sıralarda Viyana'yı işgal etmiş bulunan Fransız ordusunun ileri gelen subayları yemekteydi. Israrları reddedemeyen Beethoven mecbur olmuş, yemek masasına oturmuştu. Fransız subaylar bir süre sonra ondan piyano çalmasını rica ettiler.
Ne var ki, Beethoven bunu hiç istememişti ve isteği reddetti. Fransız subayların ısrarları giderek tehdide dönüşmekteydi. Sonunda Beethoven kalktı ve oradakilere hiç çekinmeden şu sözleri söyledi:
"Siz soylular, prensler, prensesler, kontlar, subaylar... Siz öyle doğduğunuz için bu sıfatları taşıyorsunuz. Konumunuz bir rastlantıdan ibaret. Başka bir özelliğiniz yok ve sizden o kadar çok var ki... Ama Ludwig van Beethoven yalnızca bir tane var..."
Sonra kalkarak çıktı. Ev sahibinin gitmemesi için yaptığı ısrarlı ricalar sonuç vermedi. Beethoven o geceki fırtınalı, yağmurlu havada evine gitmek için bir araba bulmak ümidiyle yürüdü, yürüdü... O sırada elinde bulunan notalar ıslanıp mahvolmuş, bir kısmı uçmuş gitmişti. Besteci daha sonra sonatı yeniden notaya alacaktı. (LEVENT ÖZÜBEK - soL GAZETE)
***
Ölüyorum tanrım
Bu da oldu işte.
Her ölüm erken ölümdür
Biliyorum tanrım.
Ama, ayrıca, aldığın şu hayat
Fena değildir..
Üstü kalsın..
CEMAL SÜREYA
59 yaşında koskoca Darphane Müdürü ve Maliye Müfettişi öldü. O yıllardaki moda deyişle, bir dikili ağacı bile yoktu.
O şimdi bir yerlerden övünüyordur bunun için.
Cemal Süreya'yı sevmekle güzel bir sevinç yaşayabilir insan okurken. Biz tanırken o sevinci yaşadık.
Son şiirinin adı "Üstü Kalsın". Sanki son yudumda bir ders verirmiş gibi...
"Üstü Kalsın" diye bir şiir yazarsan, çok geçmeden ölmeyi bilmek gerekir. Yok, eğer ölmez de yaşamayı sürdürürsen, madara olursun. (NECATİ TOSUNER - BirGün Gazetesi)
***
ATAOL BEHRAMOĞLU'dan
TARIK AKAN'a
Onu bir şeye benzet deseler
Derdim ki farksızdı yanardağdan
Dışardan sakin, dingin, suskun
İçi ateşle dolup taşan
TARIK AKAN
Benim için ağır bir kayıptı, hep eksikliğini hissettim ve hissedeceğim. Tarık Akan iyi bir oyuncu ve iyi bir insandı. Bazı insanlar önemlidir ama hiç değerli değildir, Tarık ise hem önemli hem de değerliydi. İlke adamıydı, düşüncelerinin arkasında durmayı bildi. Tarık'ın unutulduğunu zannedenler cenazesinde şaşkınlığa uğradılar. Unutulmaz böyle insanlar... (MÜJDAT GEZEN - Cumhuriyet Gazetesi)
***
"Sanatçının büyüklüğü, sahneye çıkarken değil, sahneden inerken anlaşılır."
AYDIN BOYSAN
Merhaba!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder