"İnsan güldüğü kadar insandır."
MOLIERE
***
"Bu iki özellik, gülmek ve düşünmek herhalde birbirinden bağımsız değildir. Einstein'ın dil çıkaran fotoğrafında görüldüğü gibi zekâ güler. Bunların yasaklanmış olmasının bedelini çok ağır ödüyoruz. Metotlu düşünce olmadığında, gülmek günah sayıldıkça, uygarlıktan ayrı düşüyorsun; insani gelişmelerden, güzel yaşamaktan, hayatı anlamaktan uzak düşüyorsun."
ZÜLFÜ LİVANELİ - Livaneli'nin Penceresinden
(Fotoğraf: LÜTFİ ÖZGÜNAYDIN)
***
...Aziz Nesin'i küçük düşürmek isteyenler, çeşitli sözcük oyunlarına başvururdu. Örneğin şöyle diyenler vardı:
"Siz de ağzınıza geleni söylüyorsunuz!"
Aziz Nesin o sözün altında kalacak adam mı? Yanıtına bakınız:
"Ağzıma geleni değil, aklıma geleni söylüyorum." (NUSRET ERTÜRK - Cumhuriyet Gazetesi)
AZİZ NESİN
***
Hüseyin Siret, bir manzumesini Yahya Kemal'e okumuş ve:
"Rehgüzarında bir garib horoz
Eyliyordu benimle istihza"
diye bitirmiş şiirini. "Nasıl buldunuz?" diye sorunca, Yahya Kemal: "Horozun hakkı var!" diye cevap vermiş.
YAHYA KEMAL
(Karikatür: KOZMA TOGO / Karikatür Dergisi-1946)
***
Muammer Karaca günlük yaşamında da esprileriyle tanınan biriydi. Çok az bilinen bir esprisi vardır: Göbeğiyle ünlü şair Yahya Kemal Beyatlı ile yakışıklı ve ince yapılı olan Muammer Karaca bir gün yolda karşılaşırlar. Yahya Kemal, Karaca'ya takılır:
"Muammer Bey, sizi gören memlekette kıtlık var sanacak."
Karaca hemen cevabı yapıştırır:
"Yahya Efendi, sizi gören de kıtlığın sebebini anlayacak."
MUAMMER KARACA
***
İlk kitap fuarı İstanbul'un orta yerinde Tepebaşı'nda açılmıştı. İki salondan ibaret fuarda her yeri gezip dolaşmak mümkün olabiliyordu. Yazarların önünde imza kuyrukları uzayıp giderdi. Aynı gün hem Aziz Nesin'i hem de Rıfat Ilgaz'ı görüp konuşmak ve kitap imzalatmak mümkün olabiliyordu. Hangisinin imza kuyruğunun daha uzun olduğu karşılıklı bilgi akışıyla kışkırtılırdı!
Uzun kuyruklara ilişkin en şaşkın hikâye yine iki büyük bir küçük usta arasında yaşanmıştı. O yılların yeni ünlenen mizah ustası Metin Üstündağ fuara gelişi sırasında Aziz Nesin ve Rıfat Ilgaz kuyruklarını görüp, uyanıklık ederek en kısa olan üçüncü kuyruğa giriyor. Diğer iki kuyruk eriyerek ilerlerken Metin'in girdiği üçüncü kuyrukta hiç kımıldama olmuyor. Aradan bir saat geçiyor. Metin Üstündağ'ın kitabevi editörü geliyor:
"Ne yapıyorsun burada?"
"Aziz Abi ile Rıfat Abi'ye kitap imzalatıp kendi standıma geçeceğim. Ama bu kuyruk hiç ilerlemiyor. Hatta giderek uzuyor..."
"Ulan salak bu kuyruk, senin imza kuyruğun!"
Metin Üstündağ kendi hayran kitlesinin boyutlarını böylece öğrenmiş oluyor. (NAZIM ALPMAN - BirGün Gazetesi)
METİN ÜSTÜNDAĞ
***
Mark Twain, "Mizah müthiş bir şeydir, kurtarıcıdır. Ortaya çıktığı anda ne üzüntü kalır, ne öfke" demişti. Ama mizahın en hoş yanlarından biri de, insanın kendi kendini alaya almasıdır. İnsan, kendi kendisiyle dalga geçemiyorsa, beş para etmez...
CELAL ÜSTER
(Cumhuriyet Gazetesi)
Merhaba!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder