9 Haziran 2019 Pazar

İNSANDAN UMUT KESİLMEZ!




"En kusursuz cinayet yaşama sevincini öldürmektir."


PAULO COELHO




***




İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.
Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.
Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. 
Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için. 
Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.
Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için.


WILLIAM SHAKESPEARE




***




   


   Erich Fromm, İnsan Olmak Üzerine adlı kitabında modern sanayinin gelişmesi sonucu maddi refahın artmasıyla üretim ve mal edinimleriyle insanın sürekli tüketen haline getirildiğini, bu durumun insanın benliğini gittikçe zayıflattığını işaret ediyor. Rekabetin, üretimin ve tüketimin arasında tükenen bireyin alışkanlıklarını inceleyen Fromm, modern insanın tüketim toplumunun içinde yapayalnız ve kaygılı olduğunu, bir süre sonra kendi özgürlüğünden dahi korkar hale geldiğini belirtiyor:
   Modern insanın kendi elleriyle yaptığı şeylerin denetimi altına girdiğini ve yabancılaşma hastalığına tutulduğunu belirten Fromm, kişinin sahip olma ediminin artmasıyla kendisinin azaldığını vurguluyor. Ona göre, kişi ne kadar çok şeye sahip olursa yabancılaşması o denli büyür, kendisi azalır ve yaşamını da ifade edemez. Dolayısıyla kişi kendisinin yaratmış olduğu şeylerin ve koşulların egemenliği altına girmiştir. Artık bir hiçtir...
   Bu sıkışmış toplumsal mekanizmaya ve tüketen insanın bencilliğine işaret etse de, Fromm'un bir aydın olarak insandan ümidi kesmediğini görüyoruz. Erich Fromm, insanlığın önünde iki nihai yol olduğunu hatırlatır: Barbarlık ya da yeni insanın doğuşu... (GÜRER MUT - Cumhuriyet Kitap)




***




"İnsanlar bugünle başa çıkamadıkları zaman, iki şeyden birini yaparlar...
Ya geçmişi düşünüp dururlar, ya da geleceği değiştirmeye karar verirler."


EDWARD ALBEE
(Kim Korkar Virginia Woolf'tan?) 




***





   "Evet, bir yeni pencere önündeyiz. Pencere önü, Arşimet'in, dünyayı yerinden oynatabileceği dayanak noktasıdır. Biz orada ne kadar kavi duruş sergileyebilirsek hıza, yaşamsal hortuma karşı da yerimizi, duruşumuzu o kadar berkitiriz. Bu apaçık bir yaşam libidosu. Bu aşamada bizim yangından ilk kurtarılacak değerimiz işte bu zaten: Yaşam libidosu." 



M. SADIK ASLANKARA
(Söyleşi: MELİHA AKAY - Cumhuriyet Kitap)







İllüstrasyon: ALIREZA DARVISH






    pencerede hareketsiz dururum;
çerçeve, gökyüzü boşluğunu sınırlar.
beyaz bir bulutun portresini yapar zaman.
buna "umut" denir.


ALICJA MARIA KUBERSKA










Merhaba!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder