Emperyalizmin en büyük zaafı, gücünün sınırsızlığına inanmasıdır. Ancak, insan faktörünü dışlayan bir güçtür bu. Paraya ve zora dayanır. İnsan yalnızca zavallı bir araçtır, bir sömürü nesnesidir emperyalizm için. İşte burada kaybeder. Sosyalizmin şaşmaz kuralıysa insanı temel almasıdır. Burada kazanır.
CELİL DENKTAŞ
Aydın Ilgaz anlatıyor:
Niyazi Akıncıoğlu, bir gün babama "Yav bugün bir davaya girdim. Adamın kolu kopmuş kazada. İşverenin avukatı bastırıyor da bastırıyor 'ihmalden' diyerek. Dün de bir tanesi kopmuş" diyor. Babam da Akıncıoğlu'nun izniyle Alişim şiirini yazmış:
Kasnağından fırlayan kayışa
kaptırdın mı kolunu Alişim!
Daha dün öğle paydosundan önce
Zilelinin gitti ayakları,
Yazıldı onun da raporu:
"İhmalden!"
Gidenler gitti Alişim,
Boş kaldı ceketin sağ kolu...
Hadi köyüne döndün diyelim,
tek elle sabanı kavrasan bile
sarı öküz gün görmüştür,
Anlar işin iç yüzünü!
Üzülme Alişim, sabana geçmezse hükmün
Ağanın davarlarına geçer...
Kim görecek kepenek altında eksiğini
kapılanırsın boğaz tokluğuna.
Varsın duvarda asılı kalsın bağlaman
beklesin mızrabını.
Sağ yanın yastık ister Alişim
sol yanın sevdiğini.
Kızlar da emektar sazın gibi
Çifte kol ister saracak!
RIFAT ILGAZ
TMMOB Zonguldak Şube Başkanı Erdoğan Kaymakçı, 301 işçinin şehit olduğu Soma katliamının ikinci yılında yaptığı konuşmada, "Soma'da yaşanan facianın ardından her ay onlarca emekçinin iş kazalarında ölmeye devam ettiğini" söyledi. İş güvencesinin azalması, esnek çalışma biçimlerinin artması, çalışma koşullarının ağırlaşması gibi nedenlerin iş kazalarını arttırdığı ifade eden Kaymakçı, şöyle dedi: "Soma'da yaşanan acı gerçeğin nedenleri ortadadır. Bu nedenler ile hesaplaşılmadığı sürece fabrikalarda, madenlerde, inşaatlarda ve tüm çalışma alanlarında bizleri bekleyen yeni Soma'ların yaşanılması kaçınılmazdır. Soma katliamı göz göre göre gelmiştir. Çünkü ocakta kömürün içten içe yandığının bariz göstergesi olan karbonmonoksit gazının aylardır limit değerlerin üzerinde seyretmesi ve gaz sensörlerinde bu değerlerin de belli olmasına rağmen önlem alınmaması, ocak sıcaklığının bir aydan beri normalden yüksek olması kömür yangınını göstermektedir. Buna karşın üretim zorlamasının devam ettirilmesi katliamın meydana gelmesinin ana nedeni olmuştur." (BirGün Gazetesi)
Katliamın ikinci yılında, şehitlikte yatan babaları Kamil Çal'ın mezarını ziyaret eden Sude Çal ile abisi İbrahim Çal, iki yıl boyunca yaşadıkları acıyı satırlara döküp yazdıkları mektupları, babalarının başucuna bıraktı. Sude mektubunda, "Canım babam, 7 yaşında, en çok ihtiyacım olduğunda kaybettim seni. İlk karnemi gösteremediğim günü hatırlıyorum. Bütün arkadaşlarımı anne ve babaları karşıladı, okulun kapısında. Bense kapıda sadece annemi görmüştüm. Buruk bir gülümsemeyle, sarılmıştık birbirimize. Özlüyorum, daha da özlememe sebep oluyor. Ne olursa olsun çok şanslıyım, çünkü hala gülüşünü hatırlıyorum. Sen benim güzelimsin. Babam. Canım babam, seni çok özledim." (Aydınlık Gazetesi)
6 Nisan 2016:
Amasya'nın Suluova ilçesinde kapatılma kararı alınan Yeni Çeltek Maden İşletmesi'nin işçileri, yerin 1200 metre altına inip açlık grevine başladı. Açlık grevi yapan işçilere, aileleri de dışarıda destek verdi:
"Bizim babalarımız öldükten sonra mı sahip çıkılacak?"
Yarın kan dökenlerin değil
Alınteri dökenlerindir
Yarın ocak yıkanların değil
Fidan diken ellerindir
Bugün bir lokmayı çok gördüğün
Unutmaz ızdırabını
Bugün ezip soyup sömürdüğün
Yarın sorar hesabını
Yarın bizimdir bizim
Dün senin, bugün senin
Yarın bizimdir bizim...
(Şarkı: Melike Demirağ - Şanar Yurdatapan)
Merhaba!