General Oliver Cromwell (1599-1658), insanlığın ilerlemesi yönündeki katkıları açısından İngiltere tarihinde en derin iz bırakan tarihi bir şahsiyettir. Avrupa'da cumhuriyet ateşinin ilk kıvılcımını o yakmıştır! Kral I.Charles'ın tahttan indirilmesine öncülük etmiş ve Parlamentoyu ülkedeki en yetkili kurum haline getirmiştir...Ancak milletvekillerinin yoldan çıkması üzerine, bastığı Parlamento'da söylediği şu sözler tarihe geçmiştir:
"Her kötü eyleminizle lekelediğiniz, bütün erdemleri aşağılayarak onursuzlaştırdığınız bu Meclis'te oturmanıza artık son vermeye geldim! Aranızda bir tek erdemli kişi var mı? Sizin Allah'ınız altındır. İçinizde vicdanını rüşvet karşılığı satmayan var mı? Allah'ın tapınağını bir hırsız inine çevirmediniz mi? Bütün milletin günden güne şiddetlenen nefretini kazandınız...Halk sizi, sorunlarını çözsün diye gönderdi, siz en büyük sorun oldunuz. Şimdi, Allah aşkına defolun gidin!"
Cromwell'in ölümünden üç yıl sonra monarşi İngiltere'de yeniden iktidarı ele geçirmiştir. Yeni Kral II.Charles, 1661 yılında mezarından Cromwell'in cesedini çıkarmış, zincirlere bağlamış, temsili olarak asmış ve daha sonra kafasını keserek bir kazığa geçirmiştir!
Ne yürüyüşe geçen tüm ordular
Ne de oturumu açan tüm parlamentolar
Etkilememiştir
Yeryüzündeki insanın yaşamını
Şu yalnız yaşam kadar.
Olduğum şey olmaktan gurur duyuyorum
Bu baskı fırtınası ardından
Kanımın yağmuru boşanacak
Yaşamımı vermekten gurur duyuyorum,
Şu yalnız yaşamımı.
Bu şiir, 18 Ekim 1985 yılında Güney Afrika Irkçı Beyaz Rejimi'nin idam ettiği şair Benjamin Moloise'nin hücresinde yazdığı son şiir. "Darağacına tahta veren çınar bir gün anlar" diyordu şair, "Bayrağı taşıyan düşerse onu taşırlar / Son yoksul çocuğun yüzü gülünceye kadar"...Bu idamın ardından, çok geçmedi ırkçı rejim iflah olmayıp yıkıldı, o "son yoksul çocuğun yüzü" güldü ve Güney Afrika'da çoğunluğa dayalı yeni ve demokratik bir ülke kuruldu. Şairlerini öldürenler iflah olmazlar asla! (MECİT ÜNAL- Aydınlık Gazetesi)
UĞUR MUMCU
kardeşlerim
sıska öküzün yanına koşulup şiirlerimiz
toprağı sürebilmeli
pirinç tarlalarında bataklığa girebilmeli
dizlerine kadar
bütün soruları sorabilmeli
bütün ışıkları derebilmeli
yol başlarında durabilmeli
kilometre taşları gibi şiirlerimiz
yaklaşan düşmanı herkesten önce görebilmeli
cengelde tamtamlara vurabilmeli
ve yeryüzünde tek esir yurt tek esir insan
gökyüzünde atomlu tek bulut kalmayıncaya kadar
malı mülkü aklı fikri canı neyi varsa verebilmeli
büyük hürriyete şiirlerimiz
NAZIM HİKMET
Merhaba!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder