Zülfü Livaneli anlatıyor:
Paris 1984
Elysee Sarayı'nın görkemli bir salonunda Cumhurbaşkanı Mitterrand dört kişiye Legion D'Honneur madalyası veriyor. O dört kişi yan yana dizilmiş. Joris Ivens, Elie Viesel, Federico Fellini ve Yaşar Kemal. Salonda ağır bir teşrifat havası var. Konuşmalar yapılıyor, Mitterrand madalyaları takıyor. En son Yaşar Kemal'e geliyor sıra. Yine o soğuk tören konuşmaları yapılıyor; Mitterrand Yaşar Kemal'e ödülünü takmak için yaklaşıyor ama o da ne? Koca Yaşar Kemal sarılıyor adama; o da Yaşaaaar deyip sarılmaz mı? O şatafat, o resmiyet birden insan sıcaklığına dönüşüveriyor; herkes onun sihirli dostluğuyla rahatlıyor.
Törenden sonra yan yana duran Federico Fellini'yle, Yaşar Kemal'in benzerliği dikkatimi çekiyor. Nedense daha önce hiç fark etmemişim; boy pos, yüz, gözlük neredeyse aynı. Bu benzerliği dile getiriyorum; Fellini diyor ki " Tabii ikimizinde anası Akdeniz."
FEDERİCO FELLİNİ
(d.20 Ocak 1920 Rimini-ö.31 Ekim 1993 Roma)
İLHAN KOMAN
(d.1921 Edirne-ö.30 Aralık 1986 Stockholm)
Eserlerinde bilim ve sanatı bir araya getirdiği için Türk Da Vinci'si olarak anıldı.
bir evliya
ilhan koman ki tıraşsız heykeltıraş
uçmağa doğru sakallı
elinde bombalarla bebekler
heykel gibi olmayan heykeller
taşınırdı garip maacir
güneyinden kuzeyine kutupların
battı batacak teknesiyle
varmak için edirne'ye
selimiye'ye
(CAN YÜCEL)
İlhan Koman, 1905 yapımı Hulda'yı 1965 yılında satın alarak hem atölyeye hem de yaşayabileceği bir eve dönüştürmüştü. Koman, Hulda'yla bir Akdeniz yolculuğu düşlemesine rağmen sağlığında bu düşünü gerçekleştiremedi. Ölümünden yıllar sonra, içinde Koman'ın yapıtlarını taşıyan, sergiye dönüştürülmüş tekne, Mart 2009'da Stockholm'den yola çıkıp, 20 ay süren yolculuğu boyunca; Amsterdam, Anvers, Bordeaux, Lizbon, Barselona, Napoli, Malta ve Selanik'te gerçekleştirilen etkinliklerin ardından İstanbul'a ulaştı.
koman stockholm'de
bir teknede yaşıyordu
çelebi bir korsandı o
fora ediyor bütün yelkenlerini
demir alıp engine süzülüyordu
evcil kadırgasıyla her akşam
bir gül yağmuruna tutuyordu
tunç toplarıyla isveç kıyılarını
yürekli bir kaptandı o
sevdiği uğruna ölse ne gam
ama rüzgarlı heykelleriyle
ölümün toprağına çıktığında
çamura ve mermere doymamıştı daha
evcil kadırgasından bir akşam
üstünde düşleri çığlık çığlığa
(OKTAY RİFAT)
AKDENİZ
(İLHAN KOMAN)
(Küçük boyutta, altın renkli bir örneği, Afife JaleTiyatro Ödülleri'ni kazananlara verilmektedir.)
Merhaba!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder