"Para her şeyi yapar diyen, para için her şeyi yapar."
BENJAMİN FRANKLİN
Mustafa Yıldırım'ın "Ulus Dağı'na Düşen Ateş" adlı romanında Çerkes İsmail Çavuş öfkeden kararmış yüzüyle şöyle der:
"Elleri toprağa, tezgaha varmamışlar, hep hazırdan yemeye alışmış olanlar; hangi dinden, hangi milletten olurlarsa olsunlar, ruhlarını satmaya hazırdırlar!"
Yoksulluk, " İnsanı iş sağlayarak onuruna kavuşturacak savaşın zaferine kadar" yeryüzünden kalkmayacaktır. (KERİM KORCAN- Ter Adamları)
O, saatı sordu.
Paşalar: "Üç",dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstüne yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon Ovası'na atlıyacaktı.
Saat 3.30.
Halimur-Ayvalı hattı üzerinde
manga mevzidedir.
İzmirli Ali Onbaşı
(kendisi tornacıdır)
karanlıkta gözyordamıyla
sanki onları bir daha görmiyecekmiş gibi
baktı manga efradına birer birer:
Sağda birinci nefer
sarışındı.
İkinci esmer.
Üçüncü kekemeydi
fakat bölükte
yoktu onun üstüne şarkı söyliyen.
Dördüncünün yine mutlak bulamaç istiyordu canı.
Beşinci, vuracaktı amcasını vuranı
tezkere alıp Urfa'ya girdiği akşam.
Altıncı,
inanılmayacak kadar büyük ayaklı bir adam,
memlekette toprağını ve tek öküzünü
ihtiyar bir muhacir karısına bıraktığı için
kardeşleri onu mahkemeye verdiler
ve bölükte arkadaşlarının yerine nöbete kalktığı için
ona "Deli Erzurumlu" dediler.
Yedinci, Mehmet oğlu Osman'dı.
Çanakkale'de, İnönü'nde, Sakarya'da yaralandı
ve gözünü kırpmadan
daha bir hayli yara alabilir,
yine de dimdik ayakta kalabilir.
Sekizinci,
İbrahim,
korkmıyacaktı bu kadar
bembeyaz dişleri böyle tıkırdayıp
birbirine böyle vurmasalar.
Ve İzmirli Ali Onbaşı biliyordu ki:
tavşan korktuğu için kaçmaz
kaçtığı için korkar.
NAZIM HİKMET
(Kuvayi Milliye-Sekizinci bap)
Kurtuluş Savaşı Mustafa Kemal'in önderliğinde halkımızın savaşıydı. Ve Nazım Hikmet kadar hiçbir şair, Kurtuluş Savaşı şairiyim diyenler bile, Mustafa Kemal Paşa'yı hiç bu kadar anlamlı ve güzel anlatmadı. Yahya Kemal'in Kurtuluş Savaşı'yla ilgili tek bir dizesi bile yok. Ama Nazım Hikmet 13 yıl hapishanede yattı. Yahya Kemal ise ömrü boyunca en yüksek maaşlarla çalıştı. Türkiye bu ayrımı yapamadığı için geri kalmışlıktan kurtulamıyor. (AYDINLIK KİTAP)
HALDUN TANER
(d. 16 Mart 1915, İstanbul-ö. 7 Mayıs 1986, İstanbul)
( Öykü, tiyatro,ve kabare yazarı, öğretim üyesi ve gazeteci. Türk Tiyatrosu'ndaki ilk epik tiyatro örneği olan "Keşanlı Ali Destanı" adlı oyunu ile dünya çapında tanındı. 1967'de Devekuşu Kabare'yi kurdu.)
Haldun Taner "Devekuşuna Mektuplar" adlı kitabında şöyle seslenir Devekuşu'na:
"Dün ıslıkladığımızı bugün alkışlıyoruz. Bugün övdüğümüzü yarın yuhalıyoruz.
Ve işin kötüsü, bütün bunları hiç yadırgamıyor, olağan buluyoruz.
Hafıza galiba ahlakın ilk şartı.
Ama ben, bunu, hafızasızlıktan çok, başka bir şeye daha yoruyorum Devekuşu:
Gerçek kahraman yokluğunda, eldeki mevcuttan yalancı pehlivan yaratma ihtiyacına.."
Merhaba!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder