Charles Baudelaire'in "Paris Sıkıntısı"kitabında"Yoksulların Gözleri"adında nefis bir denemesi vardır:
Işıl ışıl bir kafede otururken,paçavralar içinde yaşlı bir adam iki çocuğuyla camın önüne dikilir.Çocukların gözlerinde "ancak bizim gibi olmayanların girebileceği bir yer burası"nı okur Baudelaire;
Turgay Fişekçi'nin yazısı ise çözüm önerisidir:
Siz insanlığa yararlı bir ürün geliştireceksiniz ama onu yalnızca parası,eğitimi olanlar kullanabilecek.
Ya aç insanlar?
Ya savaş içinde yaşayanlar?
Onlar insan değil mi?
Onlar insan kardeşlerinin geliştirdiği nimetlerden nasıl yararlanacaklar?
"Sermaye düzeni" yerini mal ve hizmetleri kendine yeni karlar sağlasın diye değil de gerçekten insanlık yararına kullanılmasını gözetecek "toplumsal bir düzene" bırakınca.
Merhaba!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder