Gardiyan, hapishane müdürü vb. adamlara karşı sürekli tavır koyuyordum ve sık sık beni daha özel bir koğuşa kapatıyorlardı. Ama önceden yapılmış bir centilmenlik anlaşmasıyla, o dip delikte bile olsam bana kağıt ve boya ve hatta bazen fırça veriyorlardı.Bir gün fazla diklenmiş olmalıyım; "sana bu sefer çok ağır bir ceza vereceğiz" dediler. Ödüm patladı, artık kağıt, kalem, boya vermeyecekler ve resim yapamayacağım sandım. Sonra cezayı söylediler; yirmidört saat yemek yok. Deli gibi sevindim. Hatta ne olduğunu anlamaksızın onlar da fark etti. Ben bir-iki gün yemek yemesem hiçbirşey olmazdım. Ancak bir-iki gün resim yapmasam herhalde geberirdim.
Merhaba!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder