1 Mayıs 2019 Çarşamba

ÖZGÜRLÜK YOLU





MELİH CEVDET ANDAY
(Fotoğraf: ARA GÜLER)



   Melih Cevdet Anday anlatıyor:

  "Sartre'ın bir sözü vardır, onu size hatırlatayım. Der ki; 'Her sanat eseri bir mitosa varmalıdır. Yahut bir mitostan çıkmalıdır.' O uzun şiirimde önemli olan taraf da şuydu benim için; Odysseus'a Kirke diyor ki, şu yoldan gideceksin memleketine. Şöyle gideceksin, böyle gideceksin, yani yol gösteriyor. Fakat diyor ki, 'Bir yere geleceksin, iki yol çıkacak karşına. Orada artık sen seçeceksin.' Bu söz beni çok kurcalamıştır."
   Masada duran kitaplardan birinin sayfalarını karıştırdı. "Şurayı okumanı istiyorum."
   Kitabı aldım, okumaya başladım.
   "İyi dinle söyleyeceklerimi
   Her şeyi olduğu gibi anlatacağım sana
   Ki yeni uğursuzluklar yüzünden
   Denizler ortasında kalma bir daha
   Önce sirenlere rast geleceksiniz
   Koruyun onlardan kendinizi
   Yabansı ezgilerle büyüleneceksin
   Ordan çarçabuk uzaklaşmalı ki
   Büsbütün yok olmasın İthaca
   Sirenleri aştıkça kürekçilerin
   İki yol çıkacak karşına birden
   Acaba bunlardan hangisi?
   Artık onu orada sen bileceksin"
   Dinledikten sonra kısa bir süre bekledi, "Şöyle ki," dedi, "ben bunu Ankara'da başlamıştım düşünmeye, İstanbul'a gelirken. Bu mitostan ne çıkarılır? Kişisel karar. Sen seçeceksin doğru yolu diyor ya, doğru yolu bulmak insana özgürlük getirir... (AYHAN BOZKURT - Söz Simyacıları)







Özgürlük, sorumluluk demektir. Birçok kişinin özgür olmaya cüret edemeyişinin nedeni de budur.


GEORGE BERNARD SHAW











NİHAT BEHRAM


   Doğadan örnek vereyim: Hiçbir hayvan yuvadaki yavrusuna zehirli yem taşımaz. Ben yavrumun biberonuna tek damla kirli süt koymadım. İnanmadığım ve kirli olan tek sözcük yüreğimden/beynimden kalemime düşmedi. Yazdıklarımın geliriyle o biberonu dolduramadığımda, anlımın teriyle yan işler yaptım. Bu yaşımda hâlâ da öyle. 'Babandan miras kalmadı' sözün doğru değil! Babamdan mal/mülk değil ama onur/dürüstlük/yurt ve insan sevgisi; suya, toprağa, havaya, arıya, çekirdeğe, dala, başağa saygı/tutku gibi dünya parasıyla ölçülemeyecek paha biçilmez miras kaldı. Bu konuda, "Miras" adında bir romanım bile var. "Dikili ağacın yok" sözün de doğru değil! Evren Cuntasınca T.C vatandaşlığından çıkarıldığımda, bir zarf geldi yurdumdan, açtım baktım, ağladım, açtım baktım ağladım... Bir fotoğraf var içinde, Toroslar'ın Akdeniz'e bakan yüzünde, bir fidan, bir yanında Ahmed Arif oturuyor, bir yanında Metin Demirtaş. Fotoğrafın arkasında "Seni kimseler bu yurttan sökemez, şair amcaları sürgünde doğan kızın için ve onun adıyla Mavi adlı bu fidanı dikti" yazıyor. Açtım baktım ağladım, açtım baktım ağladım. 'Dikili ağaç' ne, yurdumda benim ormanım var, kökleri kalbimde! (Söyleşi: CANSU FIRINCI - soL Haber)








Kuşağım, acılı kuşağım
Acılarla sevinçleri böyle yoğun yaşamak
Kimselere nasip olmadı.
Bize düştü tarih ırmağının önünü açmak
Gülsün diye geleceğin çocukları.


 AHMET ERHAN













İŞÇİ VE EMEKÇİNİN BAYRAMI KUTLU OLSUN!









    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder