2 Aralık 2018 Pazar

BİR GÜN MUTLAKA








   Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Çocuklar ve Silahlı Çatışmalar Özel Temsilcisi Virginia Gamba Suriye'deki savaşın çocuklar açısından sonuçlarını ele alan yeni bir rapor açıkladı. New York'ta yaptığı açıklamada, Suriye'deki savaşta kurban sayısının giderek arttığını, çocukların da bu şiddetten nasibini aldığını söyleyen Gamba, çocuklara yönelik 12 bin 500 ağır ihlalin kayıtlara geçirildiğini belirtti. BM yetkilisi, Suriye'de son beş yılda 7500 çocuğun öldüğünü ya da sakat kaldığını ifade etti. (Cumhuriyet Gazetesi)








   Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'nün (SIPRI) uluslararası silah ticareti raporuna göre en çok silah satışı yapan ülkelerin payı:
   1. ABD: % 33
   2. Rusya: % 25
   3. Çin: % 5.9
   4. Fransa: % 5.6
   5. Almanya: % 4.7
   6. İngiltere: % 4.5






   


   Yıl 1927:
   İsviçre'nin Cenevre kentinde Silahsızlanma Konferansı'nın Hazırlık Komisyonu toplanıyor. O ana kadarki benzer toplantılarda havanda su dövülmüş, Birinci Dünya Savaşı'ndaki yıkıma karşın, İngiltere, Fransa, Almanya gibi güçler adeta silahlanmanın ve savaşın kaçınılmazlığını kanıtlayarak kapatmıştı görüşmeleri.
  Bu kez toplantıya Sovyetler Birliği heyeti de çağrılmıştı. Dışişleri Komiseri (bakanı) Yardımcısı olarak Maksim Litvinov'un başkanlığındaki Sovyet delegasyonunun nasıl bir tutum takınacağı merakla bekleniyordu. 
   Merak kısa sürede şaşkınlık ve ardından paniğe dönüşecekti. Çünkü Sovyetler Birliği, konferansa katılan ülkelere "bütün orduların dağıtılmasını" öneriyordu. Yanlış okumadınız, Sovyet yönetimi, Kızıl Ordu dahil olmak üzere, dünyadaki bütün silahlı güçleri bir yılda ortadan kaldırma çağrısında bulunuyordu. Dahası, ordu ya da milis formunda bütün askeri eğitimler yasaklanacak, tüm silahlar yok edilecekti. Ve Sovyet diplomatı Litvinov "tüm askeri uçak ve gemileri parçalayalım" diyordu. 
   Batılı ülke temsilcileri yaşadıkları şoktan çıktıktan sonra öneriyi reddedip Konferans gündemine alınmayacağını söylediler elbette. Silahsızlanma iyiydi ama, ancak, fakat, lakin, kem küm... 
... Ancakların, lakinlerin, amaların, fakatların, kem kümlerin içini doldurmak İngilizlere düşmüştü. Avrupa'nın ve birçok açıdan dönemin en güçlü emperyalist ülkesi, Sovyetler Birliği'nin başka ülkelerin içişlerine karıştığını, Komünist Enternasyonal aracılığıyla yıkıcı faaliyetlerde bulunduğunu iddia ediyordu. Bu nedenle silahsızlanma önerisi kabul edilemezdi.
    İçişlerine karışmak! Şaka gibi...
... 1927'de ordular tasfiye, silahlar imha edilmedi, askeri gemi ve uçaklar parçalanmadı, deli gibi silahlanmaya devam etti emperyalizm ve özellikle 1933'te Almanya'da Hitler'in iktidara gelmesi ile birlikte Sovyetler de bu yarışa dahil oldu. 1939'da emperyalizmin ama, ancak, fakat, lakin, kem küm derken neyi kastettiği anlaşıldı. İkinci Dünya Savaşı benzersiz bir yıkım yaşattı insanlığa ve o insanlığı Hitler faşizminden kurtaran "başka ülkelerin içişlerine karışmakla" itham edilen Sovyetler oldu.
   Bundan 101 yıl önce Rusya'da işçiler iktidarı aldı, sosyalizmi kurmak için kolları sıvadı. Ekim Devrimi yeni bir çağ başlatırken, "barış" onu yaratan emekçi halkın en büyük özlemiydi. Şimdi "silahları parçalayalım" diyen tek bir ülke yok dünyada, olamazda... Sadece silahlara güzelleme var, onlardan para kazanıyor, başka paralar kazanmak için onları yoksulların eline verip dünyayı paylaşmak için ha babam savaş çıkarıyorlar.
   İnsanlık bunu hak etmiyor.
   İşte bu nedenle yeni Ekimler olacak, mutlaka olacak... (KEMAL OKUYAN - soL Haber)






BİR GÜN MUTLAKA

Çiçekler açıyor durmadan, savaşlar oluyor, her şey nasıl
bitebilir bir bombayla, nasıl kazanabilir o kirli adamlar
Uzun uzun düşünüyor, sularla yıkıyorum yüzümü, temiz bir gömlek giyiyorum
Bitecek bir gün bu zulüm, bitecek bu han-ı yağma
Ama yorgunum şimdi, çok sigara içiyorum, sırtımda kirli bir pardesü
Kalorifer dumanları çıkıyor göğe, cebimde Vietnamca şiir kitapları
Dünyanın öbür ucundaki dostları düşünüyorum, öbür ucundaki ırmakları
Bir kız sessizce ölüyor, sessizce ölüyor orda


ATAOL BEHRAMOĞLU












Merhaba!





   



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder