Gazeteci Lisa Howard bir devrimcinin sahip olduğu en önemli özellik nedir diye sorar bir röportaj sırasında. Che yanıtlar: Aşk. Bu yanıt çok şaşırtmış olmalı ki tekrar etmekten kendini alamaz genç kadın. Aşk? "İnsanlık aşkı, doğruluk ve adalet aşkı. Bunları taşımıyorsa benliğinde, gerçek bir devrimci değildir o."
...Almanya 2. Lig takımlarından FC Saint Pauli Alman futbol arenasının "bahar çiçeği" olarak bilinir. Hitler döneminde öldürülen yandaşlarının anısına, ölen insanların isimlerinin yazılı olduğu bir anıtı Millerntor Stadyumu'na diken ve "faşizm bir düşünce değil, bir suçtur" diyebilen ve bu görüşünü pankartlarla tribünlere asabilen St. Pauli yandaşlarının dünya üzerindeki tek derdi takımlarının Hamburg'u yenebilmesidir. Antifaşist mücadelenin bayraktarlığını yapan yandaşlarının, toplumsal olaylara karşı duyarlı olması ile St. Pauli'nin yaşamı öylesine uyumlu ve birbiriyle örtüşmüştür ki, bu duyarlılık karşısında St. Pauli kamp yeri olarak Küba'yı seçebilmektedir.
Kulübünü ve yandaşlarını sosyalist olarak gören St. Pauililer, dünya üzerinde kulüp-semt uyumunu en üst düzeyde yakalayan bir sivil toplum örgütüdür. Bu bağlamda St. Pauli, kendini bir futbol takımı olarak değil de bir ülke olarak görmektedir ki, bayrakları bile var. Dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan terör olaylarında, ırk ayrımcılığı söylemlerinde ilk tepkiyi St. Pauli yandaşları göstermektedir. Solingen'de gurbetçilerimize yapılan kıyım karşısında tribünlere "Faşistleri s..... edin hepimiz kardeşiz" pankartını da asan onlar, maç izlerken Che Guevara tişortları giyen de yine onlar. Gezi direnişine selam duran St. Pauli yandaşları, takımıyla uyumlu bir yaşam biçimi oluştururken, küçük ama futbol dünyasında saygın bir yeri olan kendi dünyalarını kurmuşlar. Bu dünyanın içine tüm insanları sığdıracak kadar yüce gönüllü oldukları halde, takımı oluşturan oyuncuların tamamına yakını kendi semtlerinden yetişme...(METİN TÜKENMEZ - Aydınlık Gazetesi)
Hiç böyle ısınmamıştım
Daldaki vişneye,
Vitrindeki aydınlığa,
Salça kokusuna mutfağımın,
Akan dereye, uçan buluta,
Hiç böyle ısınmamıştım yaşamaya.
EDİP CANSEVER
...Philippe Martinez sınıf mücadelesini sendika anlayışının temel ilkesi yapmış. Le Monde gazetesine göre Fransa'yı dize getirmeye kararlı bir büyük lider (Lider Maximo). Hedefinde Fransa Başbakanı'nın sendikaları zayıflatmak, işten çıkarmaları kolaylaştırmak, işçilerin kazanılmış haklarını yok etmek isteyen iş yasası tasarısının yasalaşmasını engellemek var. İşyeri toplu iş sözleşmelerinde işverenlere ücretlerde, yıllık ücretli izin sürelerinde, çalışma saatlerinde işçi aleyhine önemli değişiklikler yapma yetkisini getirerek işçilere büyük bir darbe vuracak ve sendikaların çok ciddi üye kaybına neden olacak iş yasası tasarısını Başbakan geri çekmeyeceğini ısrarla dile getirdi. Sendikaların gücünü ve işçilerin kazanılmış haklarını korumak amacı ile Philippe Martinez haftalardır haklı bir sınıf mücadelesi veriyor. Fransa Genel Çalışma Konfederasyonu CGT'nin 680 bin üyesi var. Bu üyeler demiryolları, metal, maden, matbaa, kamu işkollarında çalışıyor. Hepsi sendikalarına ve CGT'ye sımsıkı bağlı ve disiplinli. Philippe Martinez bir süre önce bir makale yazarak CGT'nin yaptığı eylemlerin amacını kamuoyuna anlatmak için bütün gazetelerin bu makalesini yayınlamasını istedi. Komünist L'Humanite dışında hiçbir gazete bu makaleyi yayınlamak istemeyince CGT'nin üyesi matbaa işçileri L'Humanite dışında hiçbir gazetenin yayınlanmasına izin vermedi ve gazeteler o gün basılmadı...(ENGİN ÜNSAL-Aydınlık Gazetesi)
Yalnız insan merdivendir.
Hiçbir yere ulaşmayan
Sürülür yabancı diye
Dayandığı kapılardan.
Yalnız insan deli rüzgar
Ne zevk alır, ne haz verir.
Dokunduğu küldür uçar.
Sunduğu tozdur silinir.
LOUİS ARAGON
Kuş olsun,
İnsan olsun,
Yalnızlık sevmesini bilmeyenlerin icadı...
EDİP CANSEVER
Merhaba!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder