18 Ekim 2015 Pazar

FUTBOLA DAİR







   1938'de Niğde'de askerliğini yapan Mehmet Raşit Öğütçü, 'yabancı rejimler lehinde propaganda yapmak ve isyana teşvik' suçlarından tutuklanarak beş yıl hapis cezası alır. Önemli suçları arasında Maksim Gorki ve Nâzım Hikmet okumak da vardır.
   Bursa'da çile dolduran Öğütçü, esaretinin ikinci yılında cezaevine düşen yeni bir mahkûmla tanıştırılır. Avluda, karşısında topuklarını bir asker gibi birleştirerek elini sıktığı kişi, kendisini okuduğu için suçlandığı Nâzım Hikmet'ten başkası değildir. Cezaevinde kısa sürede dost olurlar.
   Öğütçü, şiirlerini takma isimlerle çeşitli dergilere yollar. Nâzım, onu düzyazı ve romana teşvik eder. Bursa'daki hapishane bahçesine ilginç anılar düşer.
   Avluda futbol oynamaya hevesli olanlardan biri de Nâzım Hikmet'tir. Hikmet, futboldaki kişisel başarısını bir şiirle özetler:

   "Futbolda eski kurdum.
   Fenerbahçenin forvetleri 
   mahallede kaydırak oynayan birer piç kurusuyken
   ben
   en ağır hafbekleri yere vururdum.
   Futbolda eski kurdum..."

   Oysa Mehmet Raşit'in bu konuda söyledikleri daha farklıdır:
   "...İşe uzun boylu, sarı saçları kıvır kıvır, kırk yaşlarında mavi gözlü şair de karıştı. Hem de takımın en zor yerinde oynuyordu: "Ortahaf." Şiirleri kadar usta ya da nefesli olmadığı için, onu ve defansı geçer, onu çıldırtırdık.
   Mehmet Raşit, Nâzım'ın futbolculuğunu yerden yere vursa da onun hayattaki duruşu ve edebiyattaki ustalığına hayrandır. Önerilerini dinleyecektir. 1943'te İkdam Gazetesinde bir öyküsü yayımlanır. Bu öyküsünde ilk defa bir mahlas kullanacak ve bunu bir daha değiştirmeyecektir."Asma Çubuğu" adlı öykünün altında Orhan Kemal imzası bulunur! (ERK ACARER- BirGün Gazetesi)
   









BRUNO METSU


   Dünya futbol tarihinde söylenen bazı söylemler futbolun sadece futbol olmadığını gösterir... Nitekim, 15 Ekim 2013'te hayatını kaybeden, bir dönem Senegal Milli Takımı'nın teknik direktörlüğünü üstlenen Bruno Metsu da bu sözlerin sahiplerinden biriydi. 2000 yılında Gana'daki görevinden ayrılıp ardından Senegal'le anlaşarak, 2002 Dünya Kupası'nda boy gösteren Fransız Metsu, finallerde Fransa'yı eleyince, özellikle ülkesinden tepkilere maruz kaldı. Aldığı tepkilerin ardından açıklamalarda bulunan Bruno Metsu, "Ben kalbi siyah olan bir beyazım" ifadeleriyle özellikle ırkçılığa karşı sağlam bir duruş sergilemiş ve gönülleri fethetmişti. Beyaz Büyücü lakaplı futbol adamı, futbolculuk kariyeri boyunca Fransa dışında forma giymezken, teknik direktörlük kariyerinin son 12 yılını ise Arap ve Afrika ülkelerinde geçirdi. (HÜSEYİN KAYA-Aydınlık Gazetesi)


Al Wasl'lı futbolcular, Metsu kansere yakalanıp görevi bırakınca gollerine böyle sevinmişlerdi.










   Savaş yüzünden genç yaşında Sırbistan'dan ayrılmak zorunda kalan Ergiç, işçi olan babasının da etkisiyle futbolun yeni düzenini hep sorguladı. İsviçre Basel'de taraftarın sevgilisi oldu. Bursa'da 4 büyüklerin egemenliğini kırıp şampiyonluk gördü. "Neden hakemler gol sevinçlerinde formayı çıkartmaya sarı kart gösteriyor? Forma reklamı görülmüyor diye. Para, futbolun dengesini bozuyor..." Böyle buyurmuştu Bursa'nın en baba adamı İvan. Sponsor ve menajerleri hep reddetti, elinden geldiği kadar futbolun endüstrileşen kısmından uzak tuttu kendini. Bursa, Şampiyonlar Ligi'ne çıkınca kente gelen Manchester United'ı seyredebilsinler diye okullardan gizlice 630 çocuğu kale arkasına yerleştirdi. Onun için "Bir çocuğun Bursa'da Manchester United'ı izlemesinden daha önemli bir şey olamaz"dı. Çocukların velilerinden biri biletin kaynağını araştırıp bulunca bunun duyulmasından hayli rahatsız olmuştu. (BirGün Gazetesi)




İVAN ERGİÇ






   Halka en yakın yer neresi? Çizgi. Ben de çizgide beklerdim. Antrenör ve idarecilerin olduğu tarafta oynamayı sevmiyorum. Kapalının önünde oynamamak için bir devre sağ açık, bir devre de sol açık oynardım."




"Futbol borsada değil arsada oynanır."

METİN KURT








Merhaba!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder