15 Haziran 2014 Pazar

MÜZİĞİN GÜCÜ


   Bosna savaşı sırasında, Sırp bombalarıyla harabeye dönen Saraybosna Milli Kütüphanesi'nde bir konser verilmişti. Saraybosna Filarmoni Orkestrası, ünlü şef Zubin Mehta yönetiminde, Mozart'ın "Requiem"ini seslendirdi. Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç'in fikriydi konser. Amacı, dünyaya "şehirlerimizi yıkmış olabilirler ama biz hala insanlık ailesinin uygar bir üyesiyiz!" diye seslenmekti. Olay büyük yankı yarattı. Bosna halkının zor şartlarda moral bulmasını ve kenetlenmesini sağladı. Avrupa'nın bağrında acı çeken Müslümanlar, dünyaya Katolik kültürünün en ünlü ağıtı "Requiem" ile sesleniyordu. Hiçbir siyasi söylevin veremeyeceği güçte bir mesajla:

                  "Her gün bombalanan biziz ama ağıdı yakılması gereken sizsiniz;çünkü aslında Avrupa ölüyor"







  
      Abdülkadir Elçioğlu'ndan (Aptülika) okumuştum:


    Bir kente adanmış şarkılardan en muhteşemi "Georgia On My Mind"dir. Doğduğu kent Albany'nin bulunduğu eyalet olan Georgia için bu parçayı yapan Ray Charles'ın, yaşamının son yıllarına kadar bu eyalete girmesi yasaklanmıştı. 50'lerde ırk ayrımının had safhada olduğu yıllarda beyazlar ile siyahların  lokantaları bile ayrıydı. Ray charles, bir restorana girip, beyazların oturduğu, siyahlara yasak olan bölüme oturunca hakkında dava açılır. Bu inadını sürdüren Ray Charles, konserinde beyazlar ile siyahların ayrı bölümlerde oturmasına  da karşı çıkacaktı. Bu olay sonucu eyalet valisi Ray Charles'in eyalete girişini yasaklayacaktı. 1979 yılında yıllar süren bu yasak kalkacak ve "Georgia On My Mind" şarkısı da Georgia eyaletinin şarkısı olarak ilan edilecekti.




   RAY CHARLES (d.23 Eylül 1930-ö.10 Haziran 2004) ("Aşk" diye bir şey var ise blues insanların ihtiyaç hanesindeki yerini koruyacaktır. O boğazınıza düğümlenen bir şeylerin göbeğinde bir de ayrılık acısı eşlik etmeye başlarsa, Ray Charles'ın ilaç etkisi kaçınılmazdır. O, aşk denilen şeyin ilk sirayet edişinden yitişindeki acıya dek eşlik edebilen bir müzik sunar sizlere. En berbat durumda bile bir halt olabildiğimizi hissettirmeyi başarır. Bu blues'un kısa özetidir ve bunu bizlere en iyi şekilde sunan kişi de Ray Charles'dır.) (APTÜLİKA)

                                                                                           




Ülkü Tamer'in aşağıdaki yazısı sayesinde tanıdım PAUL ROBESON'u:


   ABD'de soğuk savaş yılları. Amerika'ya Karşı Çalışmaları Araştırma Komitesi, aydınlara, düşünen kafalara savaş açmış, ortalığı kasıp kavuruyor. Özellikle sinema, tiyatro ve müzik alanında "komünistler" fişleniyor, kara listeye alınıyor, çalışmalarına, yurt dışına çıkmalarına izin verilmiyor.
   Paul Robeson'da o sanatçılardan biriydi. 12 Haziran 1956'da komite karşısına çıkarıldı. Ama o, kimi sanatçılar gibi muhbirlik etmedi, pişmanlığını dile getirmedi. Onurla direndi. "Komünist olduğum için yargılanmıyorum burada," dedi. "Kendi halkımın hakları uğruna savaştığım için yargılanıyorum. Yiğitçe direnen, savaşan bütün karaderilileri susturmak istiyorsunuz. Afrika'daki sömürge halklarının bağımsızlığı uğruna savaştığım için pasaport verilmiyor bana." 
  Robeson'nun yurt dışına çıkışı yasaklanmştı. Ama başka ülkelerde onu dinlemek isteyenler vardı.
  Çözüm kısa sürede bulundu.
  ABD-Kanada sınırında bir yer seçildi. ABD topraklarında, tam sınırda, açık havada bir sahne, bir de güçlü ses düzeni kuruldu. Robeson'un orada konser vereceği açıklandı.
  Belirlenen gün, dünyanın çeşitli yerlerinden binlerce, binlerce insan aktı Kanada'ya. Sınıra gidip konserin verileceği yerin tam karşısında toplandılar. Kanada topraklarında.
  Konser saatinde Paul Robeson geldi sahneye çıktı. ABD'den ayrılmadan, yüz metre kadar ötedeki "dünya"ya inanılmaz bir müzik şöleni verdi.




 PAUL ROBESON (d.9 Nisan 1898-ö.23 Ocak 1976) 4 Eylül 1949 tarihinde Newyork'un Prekskill kentinde şarkıcılığa veda konseri sırasında Ku Klux Klan saldırısında linç edilmekten son anda kurtarıldı.Nazım Hikmet'in serbest bırakılması için dünya çapında kampanya başlatarak, şairin dört şiirini besteledi. 1950 yılında Nazım Hikmet ile birlikte Dünya Barış Konseyi Ödülü'nü paylaştı.

  

Bize türkülerimizi söyletmiyorlar Robeson
inci dişli zenci kardeşim
kartal kanatlı kanaryam




NAZIM HİKMET







    Merhaba!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder