14 Ocak 2024 Pazar

DUVARI AŞMAK

 


Sana önce bu Kervansaray'da toplananlardan söz etmeliyim. Ama en başından söyleyeyim. Sen neysen buradakiler de o işte. Daha açık söylersem, yoksullar toplanmıştır burada çoğunlukla. Topraksız köylüler. Aybaşını getiremeyen küçük memurlar. İşçiler. Yolunu şaşırmışlar. Neyle karşılaşırsa karşılaşsın yolunu şaşırmayanlar. Hayat yorgunları. Sarhoşlar. Aramızda Vasya'lar da var, Sergeyler de, Madolar ve Sonyalar... Parasız yatılı öğrenciler. İncinmiş genç kızlar. Çok âşık adamlar. Yaralı kadınlar. Yazarlar, çizerler, ressamlar, oyuncular, müzisyenler... Bak, şurada çocukları kayıp anneler oturuyor. Onlar da anlattı burada hikâyelerini. Çocukları öldürülmüş tüm anneler. Anneleri, babaları öldürülmüş tüm çocuklar. Koca bir halk burada. Yalnızca borsa yok. Döviz yok. Altın yok. Fırtınadan kaçırılacak malımız yok. Yazıklanacağımız paramız da. En değerli korunağımız Kervansarayımız. Çünkü burada toplanıp dışarıdan gelecek saldırılara karşı kendimizi koruyabiliyoruz. Dünya açgözlüler yüzünden hâlâ tehlikelerle dolu. Tüm kapıların açıldığı, bütün duvarların yıkıldığı bir dünyada özgür yaşayacağımız günler gelecek elbette. Ama o zamana kadar biz bu Kervansaray'ı korumak zorundayız.

(FERDA İZBUDAK AKINCI / Kapıdaki Kadın - Delidolu/Tudem Yay.)


***


Duvar, geniş çağrışımlara açılan bir sözcük; en kısadan ifade ile "duvar", hem koruyan hem sınırlayan hem de aşılacak olandır. Tarih bize göstermiştir ki korunan iktidar, sınırlandırılan tebâ'dır. Duvarın aşılması eylemi ise bütün bir devrimci tarihin kendisidir.
(...)
Kadim kültürlerde günün ilk ışığının, duvarın önünde doğuya dönülerek beklenmesi, her gün ve her gün yaşamın yeniden doğması ve umudun da her gün yeniden boy vermesi... Ve duvar, önünde bekleyenlere karşı belleği ve umudu ortaya çıkartarak, onları, kendisini aşmaları için kışkırtıyor. İyi de duvarı aşmak kolay mı? Bilgi, kararlılık, emek ve direnç istiyor.

(İSMAİL MERT BAŞAT - Cumhuriyet Kitap)






Merhaba!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder