"Bütün dünler, yarınları aydınlatan fenerlerdir."
(WILLIAM SHAKESPEARE)
***
"Yüzü geleceğe dönük olarak geçmişi anımsayan kişi, nereye gittiğini çok iyi bilir."
ALAIN
(Émile Auguste Chartier)
***
(...) Âdet olduğu üzere ayakkabılarını çıkarıp, içeri girdi. Duvar kenarındaki minderlerden birine bağdaş kurdu. Postişte oturan Mevlevi, elini kalbine götürerek Kaan'ı selamladı. Neyzen kamışa üflerken, içeridekiler sakince aşka gelecekleri anı bekliyorlardı. Yola girenler sırayla hu çekerek Arapça, Farsça kökenli eski kelimeleri, seslerini fazla yükseltmeden tekrar ettiler. Yavaş yavaş müziğe rebap, kudüm, bendir katıldı. Yumuşak, baygın sesler titreşerek, zamanın ötesinde, gözle görülemeyen bir mekânsızlık hali yarattılar.
Kaan, bir sohbetlerinde Mevlevi'ye, "Şimdi ben, İstanbul'un ortasında yüzyıllar öncesine ait çalgılar eşliğinde beynimin dalgalarını değiştirip, kendimi başka bir mekânın boşluğunda hissedebiliyorsam, zaman bir yerden sonra anlamını yitiriyor, eğilip bükülüp kendi boyutunu değiştiriyor," demişti.
Mevlevi ise, "Zamanın ileriye doğru akmadığını, çember çizerek evreni sardığını, işte bu yüzden gelecek ve geçmişin olmadığını, tek varlık anının sadece şimdi olduğunu, bunun da zamanın mükemmel bilgeliğinin en önemli kanıtı olduğunu," söylemişti.
(AYŞE ÖVÜR / Botter Apartmanı - Remzi Kitabevi)
***
"Sen geçmişe tabancayla ateş edersen, gelecek sana topla hücum eder."
(RESUL HAMZATOV)
Merhaba!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder