"Bir gün defterimi istedi ve başladı yazmaya, sonra da 'Al bakalım düşes' dedi, bana 'düşes' derdi: 'Size şiir yazdım.' Baktım, 'Sere Serpe' şiiri!"
Bir başka gün, yine yan yana sessizce oturuyorlar. Bella ders çalışıyor, ancak Orhan Veli bu kez sadece susmakla kalmıyor hiçbir şey yapmıyor. "Oysa ya resim yapar, ya şiir yazar ya da bir şeyler okurdu. Ben de 'İyi misiniz, gemileriniz mi battı' dedim. 'Bir şeyim yok' dedi, 'Ama ne yazıyorsunuz ne de çiziyorsunuz, bir şeyiniz var' diye üsteleyince 'Evet var, biliyorum ama anlatamıyorum' demişti. Sonra da o ünlü 'Anlatamıyorum' şiirini yazıp 'Buyrun bunu size hediye etmek isterim' demişti."
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilemezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
Bella Orhan Veli'nin çok yakın bir arkadaşıydı. Şairin en çalkantılı şiirlerini yazdığı yıllarda kur yaptığı kadınlardan biri. Bu sevdayla karışık hoşlanmaya hiçbir zaman karşılık vermedi Bella Hanım. Lâkin adı gibi biliyordu Orhan Veli bir şairdi ve şairler birçok kadına aşık olabilecek kapasiteye sahipti huyları kurumasın. Ama arkadaşlıkları Orhan Veli ölene kadar devam etti. Cenazesinde gizli bir köşede ağlayan küçük kadın da sere serpe yatan Bella Eskenazi'ydi.
şiir gibi bakan kadınları
şiirden anlayan adamlar sevmeli.
sevmeli ki, ziyan olmasın o mısralar..
ya da, şiir gibi bakan kadınlar
şiirden anlayan adamları sevmeli.
sevmeli ki, ziyan olmasın o mısralar..
ya da onun gibi bir şey işte..
ERTUĞRUL BAYAM
Merhaba!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder