5 Nisan 2020 Pazar

BARIŞ





HABİP AYDOĞDU & ADONİS



   Renkler ve sözcükler bir araya gelince farklı bir ritim oluşturarak şarkısını yazdı. Bunu gerçekleştirense iki önemli sanatçıydı. Biri Arapça şiirin en büyük şairlerinden Adonis ismiyle bilinen Ali Ahmet Sait Eşber, bir diğer isimse Türkiye'nin önemli ressamlarından Habip Aydoğdu. İzmir Folkart Gallery'de bir araya gelen bu iki önemli isim 'Kan Kırmızı' adında muhteşem bir buluşma gerçekleştirdi. (BURAK ABATAY / BirGün Gazetesi - 30.10.2016)

  Habip Aydoğdu: Bir şiir etkinliği vesilesiyle İzmir'de olan Adonis, Konak Pier'de sunulan karma sergide bana ait olan 3-4 resmi görüyor. Sevdiğini söyledi ve bana bir kitabını imzalayıp göndererek görüşlerini belirtti. İlk tanışmamız kitaplaşma ile oldu.
   Bir süre sonra Folkart Gallery genel direktörü Fahri Özdemir bana gelerek, 'Adonis ile böyle bir projeye var mısın?' dedi. Heyecanlandım. Adonis'ten de olumlu cevap gelince üçümüz beraber bu projede karar kıldık ve bu aşamaya geldik.
   Tabii bu aşamaya gelirken Adonis'le alakalı çok şey okudum. Şiirleri ve röportajlarda verdiği tavrı bugün dünyada yaşanan olayları değerlendirmede ve yorumlamada benim için bir fener oldu. Gördüm ki hayata çok yakın bakıyoruz. Ben Adonis'in şiirinin içerisinde resmimi bulabilir miyim diye düşünürken, o ruha, o görselliğe inandım.
  Adonis'le birlikte çalışırken böyle şiirde imge yaratışını, resimde imge peşinde koşarken çektiğim gerilimde hissettim. Ülkemizin ve yakın coğrafyamızın içinde bulunduğu koşullar, bize garip bir yangın çağını yaşatıyor. Biz bunu vurgulamak için bir araya geldik. Adonis her şeye şiir gibi bakıyor. Bendeyse her şey son noktada resme giriyor. Ama aslında resim de bir şiir, şiir de bir resim. Bir tek malzememiz farklı.

   Adonis: İlk önce ben ne yapacağımı bilmiyordum. Onun yaptığı tabloları şiir olarak yansıtacağımı düşünüyordum. Bunun için bir metin yazdım. Metnin başlığı "101 Gül" idi. Bana sürpriz olansa resim diliyle, şiir dilindeki uyumdu. Bu uyum veya tıpatıp benzerlik diyebileceğim şey, beni biraz cesaretlendirdi. Bir şiir yazıp da, resim sanatıyla beraber olmak. Ve bunu yapmaya başladık.
   Sergideyse gerçekten sıradışı bir şey var. Tablolara her baktığımda, dünyada yaşadığımız şiddeti anımsatıyor. Ki kırmızı renk de bunu ifade ediyor. Bunun ötesinde tablolara baktığım zaman kalemimi alıp bu benim şiirim diye imzalayabilirim.

  Habip Aydoğdu: Görsel sanatlarda simgeler çok önemli. Hiçbir rengin birbirinden farkı yok. Ona yüklediğimiz anlam çok önemli. Kırmızı aşkın rengi. Ama en önemlisi isyanın ve eylemin rengidir kırmızı. Siyah sadece hayatın rengiyken kırmızı isyanın rengi. Sergimizin adını da o yüzden kırmızı koyduk.

   Adonis: Kırmızı bence bir evrim noktası. Bir aşamadan başka bir aşamaya geçmek. Bir değişim. Bu da Adonis Efsanesi'nin kendisi, kanın gelinciğe dönüşümü. O dönüşüm benim için çok önemli. Kan bir şeyin başlangıcı. Adonis'in kanından çıkıp da bir gelinciğin kanı olmak çok önemli. Ölümden çıkmış ve çiçekle hayat vermiş. Kırmızının gücü buradan kaynaklanıyor. 







   Asıl adı Ali Ahmad Said Esber. Bir Arap köylüsü. Denemelerini ve şiirlerini kendi adıyla imzalayıp gönderdiği gazeteler hiç ilgilenmemiş vakti zamanında. Bir defasında reddedilen şiirlerinden birini "Adonis" diye imzalayıp göndermiş, basmışlar. O da bu ismi kullanmaya karar vermiş o günden sonra. "Şair" tanımlaması eksik kalır Adonis'i tarif etmek için. Düşünen, üreten bir bilge. Vatan dediğimiz şey toprak parçasından çok üzerinde boy vermiş şairlerden ibarettir ya bazen; o da öyle. Adonis dediğimiz aslında dile gelmiş Suriye. (ORHAN GÖKDEMİR - soL Haber)



***



Barış

çölün yalnızlığında ilerleyen yüzlere
ot ve ateş giyinmiş Doğu'ya

denizin yıkadığı toprağa
ve onun sevdasına barış

yağmurlarını verdi bana baş döndürücü çıplaklığın
kendini bana adıyor yıldırım
benim bağrımda olgunlaştı zaman
bak işte Doğu'nun parıltısı kanım
su çeker gibi çek beni ve yok ol
yitir beni yankısı ve şimşeği var oylukların
su çeker gibi çek beni gövdemle örtün
nirengidir ateşim ve yıldızdır
yön yaramdır benim
heceliyorum
bir yıldızı heceliyorum resmini çiziyorum
kaçaktır yurdumda yurdum
heceliyorum onun çizdiği yıldızı
yenik günlerinin ayak izlerinde

ey sözün külü
gecende bir çocuğu daha var mı tarihimin?


ADONİS






Merhaba!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder