JACK LONDON
Jack London 1876'da doğduğunda Amerika büyük bir ekonomik krizle boğuşuyordu. Elbette emekçi sınıflara kesilen bu fatura nedeniyle London ailesi de büyük bir yoksulluk içindeydi. Oyuncaksız geçen çocukluğunda aç kaldığı günlerle birlikte sahip olduğu "dükkândan alınma" ilk fanilanın hikâyesini otobiyografik romanı John Barleycorn'da anlatan London, bu yoksulluktan ve aile içi krizlerden kitaplar aracılığıyla uzaklaşacaktı. Okuma hırsına yetişemeyen Oakland Yerel Kütüphanesi'nden tüm aile bireyleri için birer üyelik kartı çıkarttıran bu tutkulu çocuğun dünyasında artık macera romanları, denizaşırı yolculukları ve keşifleri anlatan kitaplar ve (kendisi de bir şair olan kütüphane memurunun temin ettiği) Anna Karenina, Madam Bovary gibi büyük eserler vardı. Kitaplar milyonlarca kişiye verdikleri soluğu bu çocuktan da esirgememişlerdi. (ALİ C. TOPRAK - Cumhuriyet Kitap)
***
MARK TWAIN
Mark Twain, düşünen insana, kendi iç dünyasına inmenin yolunu gösteriyor:
Bir defasında hocama dedim ki:
"Bir kitap okudum ama zihnimde kitaptan hiçbir şey kalmadı."
Bana bir hurma uzattı ve dedi ki:
"Bunu ağzında çiğneyip ye."
Yedikten sonra sordu:
"Şimdi sen büyüdün mü?"
"Hayır" dedim.
Bunun üzerine dedi ki:
"Büyümedin ama o hurma vücuduna dağıldı; et oldu, kemik oldu, sinir oldu, deri oldu, tırnak oldu, hücre oldu... Okuduğun kitap da öyle dağılıyor: Bir kısmı kelime dağarcığını zenginleştiriyor. Bir kısmı bilgi ve irfanını artırıyor, bir kısmı ahlakını güzelleştiriyor. Bir kısmı yazı ve konuşmada üslubuna incelik katıyor. Bir kısmı hayata farklı bakmanı sağlıyor. Bir kısmı içindeki sevgiyi, merhameti artırıyor. Bir kısmı özgüvenini perçinliyor, düşünmeni, sorgulamanı tetikliyor, olaylar karşısında nasıl davranman gerektiğini öğretiyor. Her ne kadar sen bunların farkında olmasan da... Kitap okumak bir şeye yaramaz, çünkü kitap okumak çok şeye yarar! O kadar çok şeye yarar ki neye yaradığını söylemek imkânsızdır:
İyi dostlar, iyi kitaplar, bir de huzurlu bir vicdan...
İşte mutlu hayat!" (ADNAN BİNYAZAR - Cumhuriyet Gazetesi)
***
UMBERTO ECO
Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın'da, yazının doğrudan doğruya vücuda bağlı iletişim teknolojisi, vazgeçilmez bir icat olduğunu, tarih öncesinin tekerlekleri gibi yüzyıllardır tahtından inmediğini söyleyen Umberto Eco, "çünkü" diyor:
"Yazı elin uzantısıdır, neredeyse biyolojiktir, modern icatlar ise biyolojik değildir... İnsan kendine özgü bir şekilde olağanüstü bir yaratıktır. Ateşi keşfetti, şehirler inşa etti, muhteşem şiirler yazdı, dünyaya çeşitli yorumlar getirdi, mitolojik imgeler yarattı vs. Fakat aynı zamanda hemcinslerine savaş açmaktan, yanılgıya düşmekten, çevresini yok etmekten vs. bir türlü vazgeçmedi. Terazinin bir kefesine yüksek zihinsel meziyeti, öbür kefesine bayağı salaklığı koyduğunuzda terazi neredeyse dengede kalır."
Kendisi de bir okuma eylemi olan e-kitap, kitabın rakibi oldu ama okumak için gereken en rahat maddi ortamı kitap verir.
"Görüntü uygarlığına girdiğimizi zannetmiş olsak da, bilgisayar bizi gerisin geri Gutenberg galaksisinin içine soktu ve herkes okumak mecburiyetinde artık" diyen Eco noktayı koyuyor:
"Kitap tıpkı kaşık, çekiç, tekerlek veya makas gibidir. Bir kere icat ettikten sonra daha iyisini yapamazsınız... Kitap, bilginin ve düş gücünün tekerleğidir." (ÖNER YAĞCI - Cumhuriyet Gazetesi)
Merhaba!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder