10 Haziran 2015 Çarşamba

HAZİRANDA ÖLMEK ZOR




   "Sevgi, bilgiden doğar, nefret bilgisizlikten. Devrimci, toplum olaylarını doğa olayları gibi bilimsel yasalarla açıklar."



İLHAN SELÇUK





Ben bir insan,
ben bir Türk şairi Nazım Hikmet
ben tepeden tırnağa insan
tepeden tırnağa kavga, hasret ve ümitten ibaret...
Ben hem kendimden bahseden şiirler yazmak istiyorum,
hem bir tek insana, hem milyonlara seslenen şiirler.
Hem bir tek elmadan, hem süpürülen topraktan, hem
zindandan dönen insan ruhundan, hem kitlelerin
daha güzel günler için savaşından, hem bir tek
insanın sevda kederlerinden bahseden şiirler yazmak
istiyorum, hem ölüm korkusundan, hem ölümden korkmamaktan
bahseden şiirler yazmak istiyorum.




NAZIM HİKMET
(ö.3 Haziran 1963)





   ...Onat Kutlar'ın o güzelim "İshak" kitabında unutulmaz bir öykü vardır. "Kül Kuşları". Gazel adlı küçük bir çocuğun halasıyla, sığırcıklarla, kediyle, bir bebekle ilgili serüvenini anlatır öykü. Öyküyü okuduğum zaman bombalı saldırı sonucu ölen Onat Kutlar'ın oğlunun adının Gazel olduğunu bilmiyordum. Yıllar sonra Gazel'le karşılaştığımda, içim bir başka ürperdi, Kül Kuşları'nı düşünerek. Aylarca bu öyküde salındım. Artık kahramanımın adı belliydi: Gazel. Kitapta herkesten bir parça aldım. Cavit Orhan Tütengil'in kızı Deniz Abla, annesinin, babasının ölümünün ardından gazetecilere söylediği sözü aktarmıştı: "Kocamın değil, katillerin fotoğrafını çekin!" Oysa o fotoğraf hiç çekilemeyecekti...Böylece romanda Gazel'in babasının öldürümü de kurgulanmış oldu. Bir akşam otururken, 7 Kasım 1980'de öldürülen İlhan Erdost'un kızı, canım arkadaşım Alaz, ilkokuldayken bir erkek çocuğun kendisini teröristin kızı diye tokatladığını anlatmıştı. Birkaç gün uyuyamadım. Bu berbat anının da bir yansıması oldu kitaba. Araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu'nun kızı canım Özge anlatmıştı, kahve içerken...Babası öldükten üç gün sonra evlerine gelen polis onlara, "Bu bir aşk cinayeti olabilir mi acaba?" diye sormuştu...
   ...Şu çok açık ki, kimse anlamak istemez, Sabahattin Ali öldürüldükten sonra uyuyamayan eşinin, kızı Filiz'i de akşamdan sabaha ayakta durmaya zorladığını...Kimse bilmez, Ümit Kaftancıoğlu'nun çocuklarına bağlanması gereken maaşı devletin esirgediğini, bu paraya kavuşmak için ailenin ne çilelerden geçtiğini...Kimse görmez, eşi öldürüldükten sonra iki yavrusuyla baş başa kalan Gül Erdost'un her hafta sonu kızlarından gizli İlhan Erdost'un sevdiği türküleri dinleyip ağladığını...Ateş düştüğü yeri yakar sözü ne kadar da doğru.



"Gece Uyurken" 
EREN AYSAN
(Sivas Katliamında yitirdiğimiz şair-yazar Behçet Aysan'ın kızı)





Dünyanın ölümünü gördüm, suyun toprağın
En yakın dostlarımın birer birer
Vakitsiz açan çiçeklerin, vakitli doğan çocukların
Ölümünü gördüm, ama kimse
İnandıramaz beni öldüğüne sevgilerin!
Yaşam ki bir kum saatidir usulca akan
Dolan sevgilerimizdir biz boşaldıkça
 Yaşımız biraz da sevgilerimizin akranıdır
Vereceğimiz tek şey budur dünyaya.



AHMET ERHAN





Gece leylak
ve tomurcuk kokuyor
üstümbaşım  elim yüzüm gazete
vurmuşum sokaklara
vurmuşum karanlığa
uy anam anam
haziranda ölmek zor!




HASAN HÜSEYİN KORKMAZGİL





Merhaba!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder