4 Ekim 2014 Cumartesi

KEDİ YA DA ŞAİRİN ÖLÜMÜ





NURULLAH ATAÇ
(d.21 Ağustos 1898 İstanbul-ö.17 Mayıs 1957 İstanbul)


   Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının kilometre taşlarından Nurullah Ataç bir denemesinde şöyle yazar:
   "Kimsenin zevkine karışılmaz, kedileri ille herkes sevsin demeyeceğim ama ben kedi sevmeyenlerle anlaşamam."

   Önünde imparatorluk ordularının kağıttan kaleler gibi arka arkaya yıkıldığı Napolyon'un yeryüzünde korktuğu tek canlı vardı: Kedi. Koca Napolyon'un bir kedi karşısında duyduğu dehşetten bacakları titrerdi. İnsanlığı kıyamete sürükleyen Hitler'in de en sevmediği canlı-Yahudiler dışında- kediydi. Yardakçısı Mussolini'de nefret ederdi kediden.



Bir başka "kedisever" sanatçı ise Cihat Burak'tır:








CİHAT BURAK
(d.1915 İstanbul-ö.13 Mart 1994 İstanbul, Ressam, mimar, yazar, seramikçi)
Mimarlığı geçinmek için, resmi ise sevdiği için yaptığını belirten sanatçı yapıtlarını "Toplumsal Gerçekçilik" anlayışından hareketle ortaya koymuştur.




"Şairin Ölümü"
CİHAT BURAK

"Şairin Ölümü" aslında şairlerin boşuna ölmediklerinin de resmidir.



Bugün pazar,
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldanmadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarım...





NAZIM HİKMET
(Çankırı cezaevi)




Merhaba!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder